NÛR SURESİ 37. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاء الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ ﴿٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ricâlun | adamlar |
lâ tulhî-him | onları alıkoymaz, meşgul etmez, vazgeçirmez |
ticâratun | ticaret |
ve lâ | ve olmaz |
bey'un | alışveriş |
an zikrillâhi | Allah'ın zikrinden |
ve ikâmi es salâti | ve namazın ikame edilmesi |
ve îtâi ez zekâti | ve zekâtın verilmesi |
yehâfûne | korkarlar |
yevmen | gün |
tetekallebu | döner, dönecek |
fîhi el kulûbu | onda (o günde) kalpler |
ve el ebsâru | ve gözler, bakışlar, görüşler |
Ticaretin ve alışverişin, onları Allah’ın zikrinden, namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten alıkoymadığı adamlar ki (onlar), kalplerin ve gözlerin (dehşetten) döneceği günden korkarlar.
NÛR SURESİ 37. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
(Onlar o) Ricaldir ki, kendilerini ne ticaret ne de (dünyevî) alışveriş Allâh'ın Zikri'nden (hakikatlerini hatırlamaktan engelleyip), salâtın ikamesinden (hakikatini yaşamaktan) ve zekâtı vermekten (kendisindekini karşılıksız paylaşmaktan) alıkoymaz! Onlar, kalplerinde (şuurlarında açığa çıkan içsellikteki hakikat) ve gözleriyle görecekleri (âfakta müşahede edilecek dışsal gerçeklik) nedeniyle, dönüşülecek süreçten korkarlar.
Ahmed Hulusi