NÛR SURESİ 4. Ayeti Edip Yüksel Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
وَالَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَأْتُوا بِأَرْبَعَةِ شُهَدَاء فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَانِينَ جَلْدَةً وَلَا تَقْبَلُوا لَهُمْ شَهَادَةً أَبَدًا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ ﴿٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve ellezîne
yermûne
el muhsanâti
summe
lem ye'tû bi
erbaati
şuhedâe
feclidûhum (fe iclidû-hum)
semânîne
celdeten
ve lâ takbelû
lehum
şehâdeten
ebeden
ve ulâike
hum
el fâsikûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ellezîne | ve o kimseler, onlar |
yermûne | atarlar |
el muhsanâti | iffetli, namuslu kadınlar |
summe | sonra |
lem ye'tû bi | getirmezler |
erbaati | dört |
şuhedâe | şahitler |
feclidûhum (fe iclidû-hum) | o zaman, o taktirde onlara celde vurun |
semânîne | seksen (80) |
celdeten | yalnız cilde tesir edecek şekilde vurulan sopa |
ve lâ takbelû | ve kabul etmeyin |
lehum | onların |
şehâdeten | şahitlik |
ebeden | ebediyyen |
ve ulâike | ve işte onlar |
hum | onlar |
el fâsikûne | fasık olanlar, fasıklar |
Ve muhsinlere (iffetli kadınlara), (zina suçu, iftira) atan sonra da dört şahit getiremeyenlere, o taktirde seksen celde (yalnız cilde tesir edecek sopa) vurun. Ve onların şehadetini (şahitliğini) ebediyyen kabul etmeyin. Ve işte onlar, onlar fasıklardır.
NÛR SURESİ 4. Ayeti Edip Yüksel Meali
Evli kadınları suçladıktan sonra dört tanık getiremiyenlere seksen celde vurunuz ve onların tanıklığını ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
Edip Yüksel