NÛR SURESİ 41. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبِيحَهُ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ ﴿٤١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
e lem tera
ennallâhe (enne allâhe)
yusebbihu
lehu
men
fî es semâvâti
ve el ardı
ve et tayru
sâffâtin
kullun
kad
alime
salâte-hu
ve tesbîha-hu
vallâhu (ve allâh)
alîmun
bimâ
yef'alûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e lem tera | görmüyor musun, görmedin mi |
ennallâhe (enne allâhe) | Allah’ın ... olduğunu |
yusebbihu | tesbih ederler |
lehu | onun, onu |
men | kimse(ler) |
fî es semâvâti | semalarda |
ve el ardı | ve arz, yeryüzü |
ve et tayru | ve kuşlar |
sâffâtin | saf saf, saflar halinde |
kullun | hepsi |
kad | olmuştu |
alime | bildi |
salâte-hu | salatını, namazını, duasını |
ve tesbîha-hu | ve tesbihlerini |
vallâhu (ve allâh) | ve Allah |
alîmun | en iyi bilendir |
bimâ | şeyleri |
yef'alûne | yapıyorlar |
Semalarda ve arzda olanların ve saflar halindeki kuşların, Allah’ı tesbih ettiğini görmedin mi? Hepsi, namazlarını (dualarını) ve tesbihlerini bilmişlerdir. Ve Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.
NÛR SURESİ 41. Ayeti Ali Ünal Meali
Görmez misin ki, göklerde ve yerde olan her varlık, bu arada kanat çırparak uçan dizi dizi kuşlar, (bazısı dilleri, bazısı da halleri, hareketleri ve yaşayışlarıyla) Allah’ı tesbih eder (O’nun yaratan, yaşatan ve her türlü kusurdan, ortakları bulunmaktan mutlak berî Rab olduğunu ilan ederler). Onların her biri, kendi duasını, ibadetini ve tesbihini pek iyi bellemiştir. Allah, onların bütün yaptıklarını hakkıyla bilmektedir.
Ali Ünal