NÛR SURESİ 43. Ayeti Ahmet Varol Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُزْجِي سَحَابًا ثُمَّ يُؤَلِّفُ بَيْنَهُ ثُمَّ يَجْعَلُهُ رُكَامًا فَتَرَى الْوَدْقَ يَخْرُجُ مِنْ خِلَالِهِ وَيُنَزِّلُ مِنَ السَّمَاء مِن جِبَالٍ فِيهَا مِن بَرَدٍ فَيُصِيبُ بِهِ مَن يَشَاء وَيَصْرِفُهُ عَن مَّن يَشَاء يَكَادُ سَنَا بَرْقِهِ يَذْهَبُ بِالْأَبْصَارِ ﴿٤٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e lem tera | görmüyor musun, görmedin mi |
enne allâhe | Allah'ın yaptığını |
yuzcî | sevkeder |
sehâben | bulutlar |
summe | sonra |
yuellifu | birleştirir |
beynehu | onun arasını |
summe | sonra |
yec'alu-hu | onu kılar, yapar |
rukâmen | küme küme, küme hali |
fe terâ | böylece görürsün |
el vedka | yağmur |
yahrucu | çıkar |
min hılâli-hi | onun arasından |
ve yunezzilu | ve indirir |
min es semâi | semadan |
min cibâlin | (dağlardan) bir dağ |
fî-hâ | onun içinde |
min beredin | buzdan, doludan |
fe yusîbu | böylece isabet ettirir |
bi-hi | onu |
men | kimse |
yeşâu | diler |
ve yasrifu-hu | ve onu çevirir, uzaklaştırır |
an men | o kimseden |
yeşâu | diler |
yekâdu | neredeyse, az kalsın |
senâ | ışık, parıltı |
berkı-hi | onun şimşeği, şimşeğinin parıltısı |
yezhebu | giderir |
bi el ebsâri | görmeyi |
Allah’ın bulutları sevkettiğini, sonra onların aralarını birleştirdiğini, sonra da onları küme haline getirdiğini görmüyor musun? Böylece onların arasından yağmur çıkardığını görürsün.Ve semadan, içinde dolu bulunan dağlar (dolu kümeler) indirir. Böylece onu dilediğine isabet ettirir. Ve onu dilediğinden çevirir (uzaklaştırır). Onun şimşeğinin parıltısı, neredeyse görmeyi giderir (gözleri kör gibi yapar).
NÛR SURESİ 43. Ayeti Ahmet Varol Meali
Görmedin mi ki, Allah bulutları sürer, sonra onları biraraya getirir, sonra onları üstüste yığın yapar. Böylece yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Gökten içinde dolu bulunan dağlar indirir de onu dilediğine isabet ettirir ve dilediğinden de uzak tutar. Onun şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri götürecektir.
Ahmet Varol