NÛR SURESİ 55. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ ﴿٥٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
vaadallâhu (vaade allâhu) | Allah vaadetti |
ellezîne amenû | Allah'a ulaşmayı dileyenler, âmenû olanlar |
min-kum | sizden |
ve amilû es sâlihâti | ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlediler |
le yestahlifenne-hum | onları mutlaka halife tayin edecek |
fî el ardı | yeryüzünde |
kemâstahlefellezîne (kemâ istahlefe ellezîne) | halife tayin ettiğimiz kimseler gibi |
min kabli-him | onlardan önce, kendilerinden önce |
ve le yumekkinenne | ve mutlaka sağlamlaştıracak |
lehum | onlara, onlar için |
dîne-hum | onların dîni |
ellezî irtedâ | ki onu seçti, razı oldu, hoşnut oldu |
lehum | onlar için, onlara |
ve le yubeddilenne-hum | ve onlara mutlaka çevirecek |
min ba'di | sonra |
havfi-him | (onların) korkuları |
emnen | emniyet, güven, güvenlik |
ya'budûne-nî | bana kul olurlar |
lâ yuşrikûne | şirk koşmazlar |
bî şey'en | bir şeyi |
ve men | ve kim |
kefere | örttü, inkâr etti |
ba'de | sonra |
zâlike | bu |
fe ulâike | işte onlar |
hum | onlar |
el fâsikûne | fasıklar |
Allah, sizden âmenû olanlara ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyenlere, kendilerinden öncekileri yeryüzünde halife kıldığı gibi mutlaka onları da halife kılacağını ve onlara, onlar için razı olduğu dînlerini mutlaka sağlamlaştıracağını ve korkularından sonra (korkularını) mutlaka güvenliğe çevireceğini vaadetti. Bana kul olurlar, hiçbir şeyle (Bana) şirk koşmazlar. Bundan sonra kim inkâr ederse, işte onlar, onlar fasıklardır.
NÛR SURESİ 55. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Allah, içinizden imanda kemale erip hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, kesinlikle başkalarının yerine geçirip yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını, onlardan öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi, sahip ve hâkim kılacağını; kendilerine lâyık görerek beğenip seçtiği dinlerini, şeriatlarını, medeniyetlerini, İslâm’ı yeryüzüne yerleştirip, kök saldıracağını, kuvvetlendireceğini; güçlü ve itibarlı hale, iktidara getireceğini; korkularının ardından emniyet ve güven sağlayacağını onlara va’detti.
Ahmet Tekin
Onlar beni ilâh tanırlar, candan müslümanlar olarak bana bağlanırlar, saygıyla bana kulluk ve ibadet ederler. İlâhlığımda, otoritemde, mülkümde, tasarruflarımda bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar, gizli şirke düşmezler, başka otoriteler kabul etmezler. Kimler bundan sonra, inkâr eder, küfre saplanır, bu nimetlere nankörlük ederse, işte onlar doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkan âsilerin, fasıkların, bozguncuların, günahkârların, ta kendileridir.