Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِيَسْتَأْذِنكُمُ الَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ وَالَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا الْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ مِن قَبْلِ صَلَاةِ الْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ الظَّهِيرَةِ وَمِن بَعْدِ صَلَاةِ الْعِشَاء ثَلَاثُ عَوْرَاتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ طَوَّافُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَى بَعْضٍ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿٥٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû li yeste'zin-kum ellezîne meleket eymânu-kum ve ellezîne lem yeblugû el hulume min-kum selâse merrâtin min kabli salâti el fecri ve hîne tedaûne siyâbe-kum min ez zahîrati ve min ba'di salâti el ışâi selâsu avrâtin lekum leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba'de hunne tavvâfûne aleykum ba'du-kum alâ ba'dın kezâlike yubeyyine allâhu lekum el âyâti vallâhu (ve allâhu) alîmun hakîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yâ eyyuhâ Ey!, Ya! (seslenme edatı)
ellezîne âmenû Allah'a ulaşmayı dileyenler, âmenû olanlar
li yeste'zin-kum sizden izin istesinler
ellezîne meleket eymânu-kum ellerinizin altında sahip olduklarınız (köleleriniz, cariyeleriniz)
ve ellezîne ve o kimseler, onlar
lem yeblugû erişmemiş, ulaşmamış
el hulume bulûğ çağına, erginliğe
min-kum sizden
selâse üç
merrâtin kere, defa, kez
min kabli öncesinden, evvel, önce
salâti namaz
el fecri fecr, sabah
ve hîne ve o vakit, o zaman
tedaûne çıkarırsınız
siyâbe-kum elbiseniz
min ez zahîrati öğle vaktinde
ve min ba'di ve sonra
salâti namaz
el ışâi yatsı
selâsu üç
avrâtin muhafazasız, açık, sakınılması gereken
lekum sizin için
leyse değildir, yoktur
aleykum sizin üzerinize
ve lâ aleyhim ve onlara, onların üzerine yoktur
cunâhun günah, kusur
ba'de hunne onlardan sonra
tavvâfûne karşılıklı dolaşırlar, karşılıklı tavaf ederler
aleykum sizin üzerinize, size
ba'du-kum alâ ba'dın birbirinizi
kezâlike işte böylece
yubeyyine allâhu Allah beyan ediyor, açıklıyor
lekum size
el âyâti âyetleri
vallâhu (ve allâhu) ve Allah
alîmun en iyi bilen
hakîmun hüküm ve hikmet sahibi

Ey âmenû olanlar! Ellerinizin altında sahip olduklarınız (köleleriniz, cariyeleriniz) ve sizden bulûğa ermemiş olanlar, üç vakitte yanınıza girmek için sizden izin istesinler. Fecr (sabah) namazından önce, elbiselerinizi çıkarttığınız öğle vaktinde ve yatsı namazından sonra. Bu üçü, avret vaktidir (sizden sakınmaları gereken zamandır). Bu (zamanların dışında), birbirinizi dolaşmanızda sizin ve onların üzerine bir günah yoktur. İşte böylece Allah, size âyetleri açıklıyor. Ve Allah, Alîm’dir (en iyi bilendir), Hakîm’dir (hikmet sahibidir).

NÛR SURESİ 58. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali

Ey îmân edenler! Sâhib olduğunuz köle (ve câriye)ler ve içinizden büluğ çağına girmemiş olanlar (yanınıza gireceklerinde), şu üç vakitte sizden izin istesin: Sabah namazından önce, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınız sırada ve yatsı namazından sonra.(Bunlar) sizin açık bulunabileceğiniz (muh temel olan) üç vakittir. Bunların (bu vakitlerin)dışında, birbirinizin yanında dolaşan kimseler olarak (bulunma nızda) ne size, ne de onlara bir günah yoktur. İşte Allah, size âyetleri böyle açıklıyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyi bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

Hayrat Neşriyat