NÛR SURESİ 61. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
لَيْسَ عَلَى الْأَعْمَى حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْأَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَرِيضِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى أَنفُسِكُمْ أَن تَأْكُلُوا مِن بُيُوتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ آبَائِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أُمَّهَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ إِخْوَانِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخَوَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَعْمَامِكُمْ أَوْ بُيُوتِ عَمَّاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخْوَالِكُمْ أَوْ بُيُوتِ خَالَاتِكُمْ أَوْ مَا مَلَكْتُم مَّفَاتِحَهُ أَوْ صَدِيقِكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَأْكُلُوا جَمِيعًا أَوْ أَشْتَاتًا فَإِذَا دَخَلْتُم بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلَى أَنفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِّنْ عِندِ اللَّهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةً كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُون ﴿٦١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
leyse | değil |
alâ | üzerine |
el a'mâ | âmâ, kör |
haracun | güçlük, zorluk |
ve lâ alâ | ve üzerine yoktur |
el a'raci | topal, sakat |
haracun | güçlük, zorluk |
ve lâ alâ | ve üzerine yoktur |
el marîdı | hasta |
haracun | güçlük, zorluk |
ve lâ alâ | ve üzerine yoktur |
enfusi-kum | size, kendinize |
en te'kulû | yemek yemeniz |
min buyûti-kum | evlerinizde |
ev | veya |
buyûti | evler |
âbâi-kum | sizin babalarınız |
ev buyûti | veya evler |
ummehâti-kum | sizin anneleriniz |
ev buyûti | veya evler |
ihvâni-kum | erkek kardeşleriniz |
ev buyûti | veya evler |
ehavâti-kum | sizin kız kardeşleriniz |
ev buyûti a'mâmi-kum | veya amcalarınızın evleri |
ev buyûti ammâti-kum | veya halalarınızın evleri |
ev buyûti ahvâli-kum | veya dayılarınızın evleri |
ev buyûti hâlâti-kum | veya teyzelerinizin evleri |
ev | veya |
mâ melektum | sahip olduğunuz şey |
mefâtiha-hu | onun anahtarları |
ev sadîkı-kum | veya sizin dostlarınız veya arkadaşlarınız |
leyse | değil |
aleykum | sizin üzerinize, size |
cunâhun | günah |
en te'kulû | yemek yemeniz |
cemîan | topluca |
ev | veya |
eştâten | ayrı ayrı olarak |
fe | böylece, o zaman |
izâ dahaltum | girdiğiniz zaman |
buyûten | evler |
fe | böylece, o zaman |
sellimû | selâm verin |
alâ enfusi-kum | kendi üzerinize (birbirinize) |
tahıyyeten | selâm vererek |
min indi allâhi | Allah'ın indinden, katından |
mubaraketen | mübarek, hayırlı, bereketli |
tayyibeten | iyi, güzel, helâl |
kezâlike | işte böyle, böylece |
yubeyyinu allâhu | Allah beyan ediyor, açıklıyor |
lekum | sizin için, size |
el âyâti | âyetler |
leallekum | umulur ki böylece siz |
ta'kılûne | akıl edersiniz |
Âmâ (kör) olana bir güçlük yoktur. Ve sakat olana, hasta olana bir güçlük yoktur. Ve size de evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz (yerlerde) veya arkadaşlarınızda yemek yemenizde bir güçlük yoktur. Topluca veya ayrı ayrı yemeniz de size günah değildir. Evlere girdiğiniz zaman birbirinize Allah’ın katından mübarek ve tayyib bir selâm ile selâm verin! İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki böylece siz akıl edersiniz.
NÛR SURESİ 61. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Meşrûiyyet sınırları içinde, âmânın, topalın, hastanın teklifsiz, tekellüfsüz davranışlarında bir mahzur, bir günah olmadığı gibi, onlara güven, yardım ve dayanışma da, katı kurallara tâbi değildir. Onların ihtiyaçları esirgenmez.
Ahmet Tekin
Sizin de, kendi evlerinizden, babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya sahiplerinin bilgisi dâhilinde, anahtarları elinizde bulunan yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemek yemenizde bir günah, vebal yoktur.
Grup halinde veya tek tek içeri girerek yemek yemenizde de bir vebal yoktur.
Evlere girdiğiniz zaman, Allah katından bereket ve güzel bir yaşama dileği ile, mutluluk dileği ile birbirinize, kendinize selâm verin.
İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor. Aklınızı kullanarak Allah’ın âyetlerini anlamanıza, ihtiva ettiği hükümlerle amelinize vesile olur.