NÛR SURESİ 61. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
لَيْسَ عَلَى الْأَعْمَى حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْأَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَرِيضِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى أَنفُسِكُمْ أَن تَأْكُلُوا مِن بُيُوتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ آبَائِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أُمَّهَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ إِخْوَانِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخَوَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَعْمَامِكُمْ أَوْ بُيُوتِ عَمَّاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخْوَالِكُمْ أَوْ بُيُوتِ خَالَاتِكُمْ أَوْ مَا مَلَكْتُم مَّفَاتِحَهُ أَوْ صَدِيقِكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَأْكُلُوا جَمِيعًا أَوْ أَشْتَاتًا فَإِذَا دَخَلْتُم بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلَى أَنفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِّنْ عِندِ اللَّهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةً كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُون ﴿٦١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
leyse | değil |
alâ | üzerine |
el a'mâ | âmâ, kör |
haracun | güçlük, zorluk |
ve lâ alâ | ve üzerine yoktur |
el a'raci | topal, sakat |
haracun | güçlük, zorluk |
ve lâ alâ | ve üzerine yoktur |
el marîdı | hasta |
haracun | güçlük, zorluk |
ve lâ alâ | ve üzerine yoktur |
enfusi-kum | size, kendinize |
en te'kulû | yemek yemeniz |
min buyûti-kum | evlerinizde |
ev | veya |
buyûti | evler |
âbâi-kum | sizin babalarınız |
ev buyûti | veya evler |
ummehâti-kum | sizin anneleriniz |
ev buyûti | veya evler |
ihvâni-kum | erkek kardeşleriniz |
ev buyûti | veya evler |
ehavâti-kum | sizin kız kardeşleriniz |
ev buyûti a'mâmi-kum | veya amcalarınızın evleri |
ev buyûti ammâti-kum | veya halalarınızın evleri |
ev buyûti ahvâli-kum | veya dayılarınızın evleri |
ev buyûti hâlâti-kum | veya teyzelerinizin evleri |
ev | veya |
mâ melektum | sahip olduğunuz şey |
mefâtiha-hu | onun anahtarları |
ev sadîkı-kum | veya sizin dostlarınız veya arkadaşlarınız |
leyse | değil |
aleykum | sizin üzerinize, size |
cunâhun | günah |
en te'kulû | yemek yemeniz |
cemîan | topluca |
ev | veya |
eştâten | ayrı ayrı olarak |
fe | böylece, o zaman |
izâ dahaltum | girdiğiniz zaman |
buyûten | evler |
fe | böylece, o zaman |
sellimû | selâm verin |
alâ enfusi-kum | kendi üzerinize (birbirinize) |
tahıyyeten | selâm vererek |
min indi allâhi | Allah'ın indinden, katından |
mubaraketen | mübarek, hayırlı, bereketli |
tayyibeten | iyi, güzel, helâl |
kezâlike | işte böyle, böylece |
yubeyyinu allâhu | Allah beyan ediyor, açıklıyor |
lekum | sizin için, size |
el âyâti | âyetler |
leallekum | umulur ki böylece siz |
ta'kılûne | akıl edersiniz |
Âmâ (kör) olana bir güçlük yoktur. Ve sakat olana, hasta olana bir güçlük yoktur. Ve size de evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz (yerlerde) veya arkadaşlarınızda yemek yemenizde bir güçlük yoktur. Topluca veya ayrı ayrı yemeniz de size günah değildir. Evlere girdiğiniz zaman birbirinize Allah’ın katından mübarek ve tayyib bir selâm ile selâm verin! İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki böylece siz akıl edersiniz.
NÛR SURESİ 61. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Görme özürlü, topal veya hasta gibi özürlülerin sizin evlerinizden yemek yemelerinde mahzur olmadığı gibi, sizin de eşlerinize yahut çocuklarınıza ait evlerinizden, babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden yahut anahtarları size bırakılıp sahip çıkmanız istenen yerlerden veya arkadaşlarınızın evlerinden yemek yemenizde mahzur yoktur. İster toplu, ister ayrı ayrı yemenizde de sakınca yoktur. Evlerinize girdiğiniz zaman Allah katından kutlu, feyizli ve bereketli bir iyi dilek temennisi olarak birbirinize selâm verin! İşte Allah size âyetlerini böylece açıklıyor. Umulur ki düşünüp hikmetini anlarsınız.
Suat Yıldırım