NÛR SURESİ 62. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِذَا كَانُوا مَعَهُ عَلَى أَمْرٍ جَامِعٍ لَمْ يَذْهَبُوا حَتَّى يَسْتَأْذِنُوهُ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَأْذِنُونَكَ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ فَإِذَا اسْتَأْذَنُوكَ لِبَعْضِ شَأْنِهِمْ فَأْذَن لِّمَن شِئْتَ مِنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمُ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٦٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
innemâ | ancak, sadece, fakat |
el mu'minûne | mü'minler |
ellezîne âmenû | Allah'a ulaşmayı dileyen, îmân eden kimseler |
billâhi (bi allâhi) | Allah'a |
ve resûli-hi | ve onun resûlü |
ve izâ | ve olduğu zaman |
kânû | oldular, idiler |
mea-hu | onunla birlikte, beraber |
alâ emrin | bir iş üzerine, bir iş için |
câmiın | toplu olarak, toplanmış olarak |
lem yezhebû | gitmezler |
hattâ | oluncaya kadar, olmadıkça |
yeste'zinû-hu | ondan izin isterler |
inne ellezîne | muhakkak ki o kimseler, onlar |
yeste'zinûne-ke | senden izin isterler |
ulâike | işte onlar |
ellezîne yu'minûne | îmân edenler |
billâhi (bi allâhi) | Allah'a |
ve resûli-hi | ve onun resûlüne |
fe | öyleyse |
izâste'zenû-ke (izâ iste'zenû-ke) | senden izin istedikleri zaman |
li ba'dı | bazısı için |
şe'ni-him | onların işleri, halleri, durumları |
fe'zen (fe ezen) | o zaman izin ver |
li men | o kimseye |
şi'te | sen diledin |
min-hum | onlardan |
vestagfir (ve istagfir) | ve mağfiret dile |
lehum | onlar için |
allâhe | Allah |
inne allâhe | muhakkak ki Allah |
gafûrun | gafurdur, mağfiret edendir |
rahîmun | Rahîm'dir, rahmet nuru gönderendir, Rahîm esması ile tecelli edendir |
Ancak Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân etmiş olan mü’minler, bir iş için onunla beraber toplandıkları zaman ondan izin istemedikçe gitmezler. Muhakkak ki senden izin isteyenler, işte onlar, Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân edenlerdir. Öyleyse onlar bazı işleri için senden izin istedikleri zaman onlardan dilediğin kimseye izin ver. Ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Muhakkak ki Allah, Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm’dir (rahîm esması ile tecelli edendir).
NÛR SURESİ 62. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Gerçek mü'minler öyle kimselerdir ki, Allah'a ve O'nun Rasûlü'ne yürekten inanırlar. O peygamberle birlikte kamu meselesi için bir araya geldiklerinde, hangi karara varılacak olursa olsun, O peygamberden izin almadıkça o toplantıdan ayrılmazlar. Ey peygamber! Şu senden izin isteyenler, gerçekten Allah'a ve Rasûlü'ne iman etmiş kimselerdir. Öyle ise onlar, bazı işleri için senden izin istediler mi, sen onlardan dilediğine izin ver, onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Allah şüphesiz çok acıyan ve gerçek bağışlayandır.
Abdullah Parlıyan