Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.


عَنْهَا الْعَذَابَ أَنْ تَشْهَدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ ﴿٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve yedraû an-hâ el azâbe en teşhede erbaa şehâdâtin bi allâhi innehu le min el kâzibîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve yedraû ve savar, kaldırır
an-hâ ondan (kadından)
el azâbe azap
en teşhede şahitlik etmesi
erbaa dört
şehâdâtin şahitlikler
bi allâhi Allah'a
innehu muhakkak ki o
le muhakkak, mutlaka
min el kâzibîne yalan söyleyenlerden

Ve (zevcenin, kadın eşin), Allah’a dört defa onun (zevcin, erkek eşin) mutlaka yalancılardan olduğuna dair şahitlik (yemin) etmesi, ondan (kadından) azabı (cezayı) kaldırır.

NÛR SURESİ 8. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(8-9) Hanımının ise, kocasının bu suçlamasında yalancı olduğuna dair ayrı ayrı dört kere Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, beşincide ise kocasının doğru söylemesi halinde, Allah’ın gazabının kendi üzerine çökmesini dilemesi, kendisinden cezayı kaldırır.

Suat Yıldırım