RA'D SURESİ 11. Ayeti İbni Kesir Meali
Mekke döneminde inmiştir. 43 âyettir. Sûre, adını 13. âyette geçen “Ra'd” kelimesinden almıştır. “Ra'd” gök gürültüsü demektir.
لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِّن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ يَحْفَظُونَهُ مِنْ أَمْرِ اللّهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنْفُسِهِمْ وَإِذَا أَرَادَ اللّهُ بِقَوْمٍ سُوءًا فَلاَ مَرَدَّ لَهُ وَمَا لَهُم مِّن دُونِهِ مِن وَالٍ ﴿١١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lehu | onun vardır |
muakkıbâtun | takip edenler |
min beyni yedey-hi | onun önünden (onun elleri arasından) |
ve min halfi-hi | ve onun arkasından |
yahfezûne-hu | onu korurlar, muhafaza ederler |
min emri allâhi | Allah'ın emrinden |
innallâhe (inne allâhe) | muhakkak ki Allah |
lâ yugayyiru | bozmaz |
mâ | şey |
bi kavmin | bir kavim de |
hattâ | oluncaya kadar |
yugayyirû | bozarlar |
mâ bi enfusi-him | nefslerinde olan şeyi |
ve izâ | ve, olduğu zaman |
erâde allâhu | Allah diledi |
bi kavmin | bir kavme |
sûen | bir kötülük, bir ceza |
fe lâ meredde | artık reddedecek (mani olacak kimse) yoktur |
lehu | onu |
ve mâ lehum | ve onlar için yoktur |
min dûni-hî | ondan başka |
min vâlin | koruyan bir dost |
Onları (o kavimdekileri), önünden ve arkasından (önden arkaya doğru uzanan) takip edenler (devrin imamlarını koruyan muhafız melekler) vardır. Allah’ın emrinden olup, onları korurlar. Muhakkak ki; Allah, onlar nefslerinde olan şeyi (hidayette kalma konusundaki niyetlerini) bozmadıkça, bir kavimde olan şeyi bozmaz (devrin imamının ruhunu başlarının üzerinden almaz). Ve Allah, bir kavme ceza vermeyi dilediği zaman, artık onu reddedecek (mani olacak kimse) yoktur. Ve onlar için, ondan başka koruyan bir dost yoktur.
RA'D SURESİ 11. Ayeti İbni Kesir Meali
Ardından ve önünden takib edenler vardır. Allah'ın emriyle onu gözetirler. Şüphesiz ki bir kavim, kendini değiştirmedikçe; Allah da onları değiştirmez. Ve Allah, bir kavimin fenalığını dileyince; artık onun önüne geçilemez. Allah'tan başka onları koruyacak birisi de bulunmaz.
İbni Kesir