RA'D SURESİ 17. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 43 âyettir. Sûre, adını 13. âyette geçen “Ra'd” kelimesinden almıştır. “Ra'd” gök gürültüsü demektir.
أَنزَلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا فَاحْتَمَلَ السَّيْلُ زَبَدًا رَّابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِي النَّارِ ابْتِغَاء حِلْيَةٍ أَوْ مَتَاعٍ زَبَدٌ مِّثْلُهُ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللّهُ الْحَقَّ وَالْبَاطِلَ فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاء وَأَمَّا مَا يَنفَعُ النَّاسَ فَيَمْكُثُ فِي الأَرْضِ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللّهُ الأَمْثَالَ ﴿١٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
enzele | indirdi |
min es semâi | gökten |
mâen | su |
fe sâlet | böylece aktı |
evdiyetun | vadiler |
bi kaderi-hâ | miktarınca, ona takdir edilen miktar kadar |
fahtemele (fe ihtemele) | böylece yüklendi, götürdü, taşıdı |
es seylu | sel |
zebeden | köpük |
râbiyen | üste çıkan, kabaran |
ve mim-mâ | ve şeyden, şeylerden |
yûkıdûne | ateşe tutulurlar, yakılırlar |
aleyhi | ona, üzerinde |
fî en nâri | ateş içinde, ateşte |
ibtigâe | istedi |
hılyetin | süs eşyası |
ev | veya |
metâın | meta, eşya |
zebedun | köpük |
mislu-hu | onun misali, onun gibi |
kezâlike | işte böyle, böylece |
yadribu allâhu | Allah örnek verir |
el hakka | hak |
ve el bâtıle | ve bâtıl |
fe emmâ | ama, fakat |
ez zebedu | köpük |
fe yezhebu | fakat, sonra gider |
cufâen | çözülüp dağılarak |
ve emmâ | ve ama, fakat |
mâ | şey, şeyler |
yenfau en nâse | insanlara yarar sağlar, faydası olur |
fe yemkusu | böylece durur, kalır |
fî el ardı | arzda, yeryüzünde |
kezâlike | işte böyle, böylece |
yadrıbu allâhu | Allah örnek verir |
el emsâle | örnekler, misaller |
Semadan su indirdi. Böylece vadiler takdir edildiği kadar sel oldu aktı. Ve sel, üste çıkan köpüğü yüklenip götürdü. Süs veya meta (eşya) yapmak isteyerek ateşte yakılan (eriyen) şeylerden (madenlerden) de, üzerlerinde onun gibi köpük oluşur. Allah, işte böylece hak ve bâtıla misal verir. Sonra köpük çözülüp, dağılarak gider. Fakat insanlara faydası olan şeyler, böylece yeryüzünde kalır. Allah, işte böyle misaller verir.
RA'D SURESİ 17. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
O gökten su indirdi de, kurumuş nehir yataklarından her biri, kendi hacimlerine göre dolup taştılar. Sel, üste çıkan köpük ve çerçöpü yüklenip götürdü. Tıpkı süs eşyası ya da alet yapmak için, ateşte eritilen madenlerin yüzeyinde de buna benzer bir köpük vardır. Hak ile batılı Allah böyle bir benzetmeyle gözler önüne sergiliyor. Köpük ve çerçöpe gelince, akar gider yok olur. İnsanlara yarar sağlayan şeylere gelince, su ve madenler gibi dipte kalır. Allah kapalı şeyleri anlatmak için, böyle örnekler veriyor.
Abdullah Parlıyan