RA'D SURESİ 18. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 43 âyettir. Sûre, adını 13. âyette geçen “Ra'd” kelimesinden almıştır. “Ra'd” gök gürültüsü demektir.
لِلَّذِينَ اسْتَجَابُواْ لِرَبِّهِمُ الْحُسْنَى وَالَّذِينَ لَمْ يَسْتَجِيبُواْ لَهُ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِي الأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لاَفْتَدَوْاْ بِهِ أُوْلَئِكَ لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمِهَادُ ﴿١٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lillezînestecâbû (li ellezîne istecâbû) | icabet edenler için vardır |
li rabbi-him | Rab'lerine |
el husnâ | en güzeli |
ve ellezîne | ve o kimseler ki |
lem yestecibû | icabet etmezler |
lehu | ona |
lev enne | (eğer, şâyet) gerçekten olsaydı |
lehum | onlara ait, onların |
mâ fî el ardı | arzda, yeryüzünde olan şeyler |
cemîan | tümü, hepsi |
ve misle-hu | ve onun bir misli daha, onun kadar daha |
mea-hu | onunla beraber |
leftedev (le iftedev) | mutlaka fidye verirlerdi |
bi-hi | onu |
ulâike | işte onlar |
lehum | onlar için vardır |
sûu el hısâbi | sorgulamanın, hesabın en kötüsü |
ve me'vâ-hum | ve onların barınacağı yer |
cehennemu | cehennemdir |
ve bi'se el mihâdu | ve ne kötü yatak, döşek |
Rab’lerine (Rabbinin emrine) icabet edenler için en güzeli vardır. Ve O'na icabet etmeyenler, yeryüzünde olanların hepsi ve bir o kadarı daha onların olsa, onu mutlaka fidye olarak verirlerdi. İşte onlar; onlar için hesabın kötüsü var. Ve onların barınacağı yer, cehennem; ne kötü bir döşektir.
RA'D SURESİ 18. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Rablerine (Cenâb-ı Hakk'ın davetine) icabet edenler için bir güzellik vardır. O'na icabet etmemiş olanlar içinde yeryüzünde olan şeyleri hepsi ve bir misli de beraber olacak olsa idi elbette kendilerini azaptan kurtarmak için hepsini feda ederlerdi. İşte onlar ki, hesabın en kötüsü kendileri içindir ve onların dönüp girecekleri yer cehennemdir. Ve o ne fena yataktır!
Ömer Nasuhi Bilmen