Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.


ضَرَبَ لَكُم مَّثَلًا مِنْ أَنفُسِكُمْ هَل لَّكُم مِّن مَّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُم مِّن شُرَكَاء فِي مَا رَزَقْنَاكُمْ فَأَنتُمْ فِيهِ سَوَاء تَخَافُونَهُمْ كَخِيفَتِكُمْ أَنفُسَكُمْ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ ﴿٢٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

darabe lekum meselen min enfusi-kum hel lekum min meleket eymânu-kum min şurakâe razaknâ-kum fe entum fî-hi sevâun tehâfûne-hum ke hîfeti-kum enfuse-kum kezâlike nufassılu el âyâti li kavmin ya'kılûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
darabe örnek verdi
lekum size
meselen misal
min ...'den
enfusi-kum sizin nefsleriniz, kendi nefsleriniz
hel var mı, mi?
lekum sizin
min ...'den
şey
meleket malik oldu, sahip oldu
eymânu-kum sağ el, elleriniz
min ...'den
şurakâe ortaklar
içinde
şeyler
razaknâ-kum size rızık verdik, rızıklandırdık
fe artık, böylece
entum siz
fî-hi orada, onda
sevâun eşit
tehâfûne-hum onlardan korkarsınız, çekinirsiniz, sayarsınız
ke gibi
hîfeti-kum sizin korkmanız, çekinmeniz, saymanız
enfuse-kum sizin kendiniz, birbiriniz
kezâlike işte böyle, bunun gibi
nufassılu açıklıyoruz
el âyâti âyetler
li kavmin kavim için
ya'kılûne akıl ediyorlar, akıl ederler

(Allah), size kendi nefslerinizden örnek verdi. Sizi rızıklandırdığımız şeylerde, sizin sağ elinizin (altında bulunan) sahip olduğunuz (kölelerinizden) ortaklarınız var mı ki (o putlar da Allah’a ortak olsun), böylece onlarla eşit olasınız, onları birbirinizi saydığınız gıbı sayasınız. Akıl eden bir kavim için ayetleri işte böyle açıklıyoruz.

RÛM SURESİ 28. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

(Allah’ın, mülkünde ortağı olmadığını iyice anlamanız için), O size kendinizden (şöyle) bir temsil yaptı: Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sahib olduğunuz köleler, size ortaklar değildir; (böyle kölelerinizi mallarınıza ortak yaparak onları sizinle bir tutmazken Allah’ın bazı kullarını ve yaratıklarını O’na nasıl ortak yaparsınız?) Siz (ve onlar), mallarda hiç musavi olur da aranızda birbirinizden, (tek başına mala sahib olma endişesiyle) korktuğunuz gibi, onlardan (kölelerinizden) korkar mısınız? (O halde kölelerinizden bu şekilde korkmaz ve mallarınıza da onları ortak etmeye razı olmazsanız, kullarım olan bazı kimselere, ortaklarım diye ibadet etmekle onların ilâhlarınız olmasına nasıl razı olursunuz?) İşte (kudret ve vahdaniyyetimize delâlet eden) alâmet ve delillerimizi, aklını kullanıb ibret alacak bir kavim için böyle açıklarız.

Ali Fikri Yavuz