Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.


بَلِ اتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَهْوَاءهُم بِغَيْرِ عِلْمٍ فَمَن يَهْدِي مَنْ أَضَلَّ اللَّهُ وَمَا لَهُم مِّن نَّاصِرِينَ ﴿٢٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

bel ittebea ellezîne zalemû ehvâe-hum bi gayri ilmin fe men yehdî men edalle allâhu ve lehum min nâsırîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
bel hayır
ittebea tâbî oldu
ellezîne onlar
zalemû zulmettiler
ehvâe-hum onların hevaları, hevesleri
bi gayri başka, olmadan, olmaksızın
ilmin ilim
fe artık, bundan sonra
men kim, kimse
yehdî hidayete erdirir
men kim
edalle allâhu Allah dalâlette bıraktı
ve ve
yoktur
lehum onlar için, onların
min ...'den
nâsırîne yardımcılar

Hayır, zalimler ilim sahibi olmaksızın heveslerine tâbî oldular. Bundan sonra Allah’ın dalâlette bıraktığını kim hidayete erdirebilir? Ve onların yardımcıları da yoktur.

RÛM SURESİ 29. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Gel gör ki, inkâr ile isyan ile kendilerine zulmedenler, baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenler, haksızlık edenler, şirke girenler şahsî arzu ve ihtiraslarına uydular. Allah’ın, hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti tercihlerine özgürlük tanıdığı akıllı ve sorumlu varlıkları kim doğru yola sevk edebilir? Onlara yardım eden de bulunmaz.

Ahmet Tekin