RÛM SURESİ 29. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.
بَلِ اتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَهْوَاءهُم بِغَيْرِ عِلْمٍ فَمَن يَهْدِي مَنْ أَضَلَّ اللَّهُ وَمَا لَهُم مِّن نَّاصِرِينَ ﴿٢٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
bel
ittebea
ellezîne
zalemû
ehvâe-hum
bi gayri
ilmin
fe
men
yehdî
men
edalle allâhu
ve
mâ
lehum
min
nâsırîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
bel | hayır |
ittebea | tâbî oldu |
ellezîne | onlar |
zalemû | zulmettiler |
ehvâe-hum | onların hevaları, hevesleri |
bi gayri | başka, olmadan, olmaksızın |
ilmin | ilim |
fe | artık, bundan sonra |
men | kim, kimse |
yehdî | hidayete erdirir |
men | kim |
edalle allâhu | Allah dalâlette bıraktı |
ve | ve |
mâ | yoktur |
lehum | onlar için, onların |
min | ...'den |
nâsırîne | yardımcılar |
Hayır, zalimler ilim sahibi olmaksızın heveslerine tâbî oldular. Bundan sonra Allah’ın dalâlette bıraktığını kim hidayete erdirebilir? Ve onların yardımcıları da yoktur.
RÛM SURESİ 29. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Fakat zalimler bir bilgiye dayanmaksızın, körü körüne heva ve heveslerine tâbi oldular. Allah’ın şaşırttığını artık kim doğru yola getirebilir? Bu işte onlar hiç bir yardımcı bulamazlar.
Suat Yıldırım