RÛM SURESİ 30. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.
فَأَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفًا فِطْرَةَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ ﴿٣٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
ekim
veche-ke
li ed dîni
hanîfen
fıtrata allâhi
elletî
fatara
en nâse
aleyhâ
lâ tebdîle
li halkıllâhi (halkı allâhi)
zâlike
ed dîn
el kayyimu
ve lâkinne
eksera
en nâsi
lâ ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | artık, öyleyse |
ekim | ikame et (kıyamda tut) |
veche-ke | (senin) vechini |
li ed dîni | dîn için |
hanîfen | hanif olarak |
fıtrata allâhi | Allah'ın fıtratı |
elletî | ki o |
fatara | yarattı |
en nâse | insanlar |
aleyhâ | onun üzerine |
lâ tebdîle | değişiklik olmaz |
li halkıllâhi (halkı allâhi) | Allah'ın yaratmasında |
zâlike | işte bu, bu |
ed dîn | dîn |
el kayyimu | kayyum olan, ezelden ebede devam edecek, yaşayacak olan |
ve lâkinne | ve lâkin, fakat |
eksera | daha çok, çoğu |
en nâsi | insanlar |
lâ ya'lemûne | bilmezler |
Artık hanif olarak kendini (vechini) dîn için ikame et, Allah’ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun üzerine (hanif fıtratıyla) yaratmıştır. Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.
RÛM SURESİ 30. Ayeti Suat Yıldırım Meali
O halde sen, batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm’a yönelt. Yani Allah’ın insanları yaratmasında esas kıldığı o fıtrata uygun hareket et. Allah’ın bu hilkatini kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların ekserisi bunu bilmezler.
Suat Yıldırım