Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.


وَإِذَا أَذَقْنَا النَّاسَ رَحْمَةً فَرِحُوا بِهَا وَإِن تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ إِذَا هُمْ يَقْنَطُونَ ﴿٣٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ ezaknâ en nâse rahmeten ferihû bihâ ve in tusıb-hum seyyietun bimâ kaddemet eydî-him izâ hum yaknetûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ ezaknâ ve tattırdığımız zaman
en nâse insan
rahmeten bir rahmet
ferihû sevinirler, ferahlanırlar
bihâ ona, onunla
ve in ve eğer
tusıb-hum onlara isabet eder
seyyietun kötülük
bimâ şey sebebiyle, dolayı
kaddemet takdim etti
eydî-him onların elleri
izâ o zaman
hum onlar
yaknetûne ümitsizliğe düşerler

Ve insanlara rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlarlar (şımarırlar). Ve eğer, elleri ile takdim ettiklerinden dolayı onlara bir kötülük isabet ederse o zaman onlar, ümitsizliğe düşerler.

RÛM SURESİ 36. Ayeti İmam İskender Ali Mihr Meali

Ve insanlara rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlarlar (şımarırlar). Ve eğer, elleri ile takdim ettiklerinden dolayı onlara bir kötülük isabet ederse o zaman onlar, ümitsizliğe düşerler.

İmam İskender Ali Mihr