Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.


قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِن قَبْلُ كَانَ أَكْثَرُهُم مُّشْرِكِينَ ﴿٤٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kul sîrû fî el ardı fanzurû (fe unzurû) keyfe kâne âkıbetu ellezîne min kablu kâne ekseru-hum muşrikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kul de ki
sîrû dolaşın
fî el ardı yeryüzünde
fanzurû (fe unzurû) öyleyse, böylece bakın, görün
keyfe nasıl
kâne oldu
âkıbetu akıbet, son
ellezîne o kimseler, onlar
min ...'den
kablu önce
kâne oldu, ... idi(ler)
ekseru-hum onların çoğu
muşrikîne müşrikler, şirk koşanlar

De ki: "Yeryüzünde dolaşın. Böylece daha öncekilerin akıbetinin (sonlarının) nasıl olduğuna bakın. Onların çoğu müşrik idiler."

RÛM SURESİ 42. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

(Ey Rasûlüm, Mekke’lilere) de ki: Yer yüzünde gezib dolaşın da, bundan evvelkilerin akıbeti nasıl olmuş, bir bakın (ve nasıl helâk edildiklerini bir düşünün). Onların çoğu müşrikler idi.

Ali Fikri Yavuz