RÛM SURESİ 48. Ayeti Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.
اللَّهُ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ فَتُثِيرُ سَحَابًا فَيَبْسُطُهُ فِي السَّمَاء كَيْفَ يَشَاء وَيَجْعَلُهُ كِسَفًا فَتَرَى الْوَدْقَ يَخْرُجُ مِنْ خِلَالِهِ فَإِذَا أَصَابَ بِهِ مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ إِذَا هُمْ يَسْتَبْشِرُونَ ﴿٤٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
allâhu
ellezî
yursilu
er riyâha
fe
tusîru
sehâben
fe
yebsutu-hu
fî es semâi
keyfe
yeşâu
ve yec'alu-hu
kisefen
fe
terâ
el vedka
yahrucu
min hılâli-hî
fe
izâ esâbe
bi-hi
men yeşâu
min ibâdi-hî
izâ
hum
yestebşirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
allâhu | Allah |
ellezî | o kimseler, onlar, o |
yursilu | gönderir |
er riyâha | rüzgârlar |
fe | böylece, sonra |
tusîru | sürükler, hareket ettirir |
sehâben | bulutlar |
fe | böylece, sonra |
yebsutu-hu | onu yayar, dağıtır |
fî es semâi | semada, gökte |
keyfe | nasıl |
yeşâu | diler |
ve yec'alu-hu | ve onu kılar, yapar |
kisefen | kısım kısım, kısımlar |
fe | böylece, bundan sonra |
terâ | görürsün |
el vedka | yağmur |
yahrucu | çıkar |
min hılâli-hî | onun arasından |
fe | böylece, sonra |
izâ esâbe | isabet ettirdiği zaman |
bi-hi | onu |
men yeşâu | dilediği kimse |
min ibâdi-hî | onun kullarından |
izâ | olduğu zaman |
hum | onlar |
yestebşirûne | sevinirler |
O Allah’tır ki, rüzgârları gönderir, böylece bulutları hareket ettirir. Sonra semada onu dilediği gibi yayar. Ve onu kısımlara ayırır, bundan sonra onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Böylece kullarından dilediğine onu (yağmuru) isabet ettirdiği zaman onlar sevinirler.
RÛM SURESİ 48. Ayeti Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Allah odur ki rüzgârları gönderir de bir bulut savururlar, derken onu Semâda nasıl dilerse öyle serer, parça parça da eder, derken yağmuru görürsün aralarından çıkar, derken onu kullarından kimlere dileyorsa döküverdi mi derhal yüzleri gülüverir
Elmalılı Hamdi Yazır