RÛM SURESİ 8. Ayeti İsmail Mutlu, Şaban Döğen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.
أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا فِي أَنفُسِهِمْ مَا خَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَأَجَلٍ مُّسَمًّى وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ النَّاسِ بِلِقَاء رَبِّهِمْ لَكَافِرُونَ ﴿٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
e ve lem yetefekkerû
fî enfusi-him
mâ halaka
allâhu
es semâvâti
ve el arda
ve mâ
beyne-humâ
İllâ (mâ ... illâ)
bi el hakkı
ve ecelin
musemmen
ve inne
kesîran
min en nâsi
bi likâi
rabbi-him
le
kâfirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e ve lem yetefekkerû | ve tefekkür etmiyorlar mı, düşünmüyorlar mı |
fî enfusi-him | kendi nefsleri hakkında |
mâ halaka | yaratmadı |
allâhu | Allah |
es semâvâti | semalar, gökler |
ve el arda | ve arz, yeryüzü, yer |
ve mâ | ve şeyler |
beyne-humâ | ikisinin arasında |
İllâ (mâ ... illâ) | ...'den başka, ancak |
bi el hakkı | hak ile |
ve ecelin | ve ecel, zaman, süre |
musemmen | isimlendirilmiş, belirlenmiş |
ve inne | ve muhakkak ki |
kesîran | çok, çoğu |
min en nâsi | insanlardan, insanların |
bi likâi | mülâki olmayı, Allah'a ulaşmayı |
rabbi-him | onların Rab'leri |
le | elbette, mutlaka, kesin olarak |
kâfirûne | inkâr edenler |
Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkür etmiyorlar mı (düşünmüyorlar mı)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların çoğu, Rab’lerine mülâki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) inkar edenlerdir.
RÛM SURESİ 8. Ayeti İsmail Mutlu, Şaban Döğen Meali
Onlar kendi üzerlerindeki İlahi sanat mucizelerini hic düşünmezler mi? Gökleri yerleri ve ikisinin arasındakileri Allah ancak hak ve hikmetle ve tayin edilmiş bir vakte kadar devam etmek üzere yaratmıştır. Fakat insanlardan bir çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ederler.
İsmail Mutlu, Şaban Döğen