SÂD SURESİ 18. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır.
إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِشْرَاقِ ﴿١٨﴾
SÂD SURESİ 18. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
innâ | muhakkak ki biz |
sahharnâ | biz musahhar kıldık, emre amade kıldık |
el cibâle | dağlar |
mea-hu | onunla beraber |
yusebbıhne | tesbih ediyorlar |
bi el aşiyyi | akşamları |
ve el işrâkı | ve işrak vakti, güneşin ışımaya başladığı zaman |
Muhakkak ki Biz, dağları ona musahhar (emrine amade) kıldık. İşrak vakti ve akşam vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
SÂD SURESİ 18. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(18-19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi.
Diyanet İşleri
Şüphe yok ki biz, dağları râm etmiştik ona, akşam ve kuşluk çağlarında onunla berâber Rabbi tenzîh ederlerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı
Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.
Adem Uğur
Doğrusu biz, akşam ve Güneş doğduğu vakit tespih eder (işlevlerini yerine getirir) hâlde, dağları (benlik sahiplerini) Ona boyun eğdirdik.
Ahmed Hulusi
Biz, güneş batarken ve güneş doğarken onunla birlikte tesbihte bulunan dağları da, kurduğumuz düzene boyun eğdirdik.
Ahmet Tekin
Biz dağları onun buyruğuna verdik; akşam ve sabah onunla tesbih ederlerdi.
Ahmet Varol
Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Ali Bulaç
Gerçekten biz, dağları onun emrine bağlı kıldık da, akşamleyin ve kuşluk vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
Ali Fikri Yavuz
(18-19) Dogrusu Biz, aksam sabah onunla beraber tesbih eden daglari, kuslari da toplu halde onun buyrugu altina vermistik. Herbiri ona yonelmekteydi.
Bekir Sadak
Kuşları da toplu halde Ona emrine verdik; akşam sabah onunla beraber tesbîh ederlerdi.
Celal Yıldırım
(18-19) Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.
Diyanet İşleri (eski)
(18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir.
Diyanet Vakfi
Dağları onun emrine vermiştik; onunla birlikte akşamleyin ve tan doğumu (Tanrı'yı) yüceltirlerdi.
Edip Yüksel
Çünkü biz onun maıyyetinde dağları müsahhar kılmıştık: tesbih ederlerdi akşamleyin ve işrak vaktı
Elmalılı Hamdi Yazır
Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Biz dağları onun emrine verdik. Sabah akşam onunla beraber tesbih ederler.
Seyyid Kutub
Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Tanrı'yı) tesbih ederlerdi.
Gültekin Onan
Gerçek biz dağları (kendisine) müsahhar kıldık ki bunlar akşamlayın ve kuşluk vakti onunla birlikde durmayıb tesbîh ederlerdi.
Hasan Basri Çantay
Gerçekten biz, dağları (ona) boyun eğdirdik, akşam sabah onunla berâber tesbîh ederlerdi.
Hayrat Neşriyat
Biz, gerçekten dağları onun buyruğuna vermiştik. Sabah ve akşam tesbih ederlerdi.
İbni Kesir
(ve bunun için,) her sabah ve her akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken dağları o'na eşlik ettirirdik,
Muhammed Esed
Muhakkak ki, dağları musahhar kıldık, O'nunla beraber akşamleyin ve kuşluk vakti tesbih ederlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen
Biz dağları onun emrine vermiştik. Sabah akşam onunla beraber tesbih ederlerdi.
Ömer Öngüt
Biz, dağları ona boyun eğdirmiştik. Akşam sabah onunla tesbih ederlerdi.
Şaban Piriş
(18-19) Biz sabah akşam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri için dağları, toplu haldeki kuşları onun hizmetine vermiştik. Her biri onun âhengine katılır, beraber zikrederlerdi.
Suat Yıldırım
Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.
Süleyman Ateş
Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah onlar kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Tefhim-ul Kuran
Dağları Biz onun emrine verdik ki, akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Ümit Şimşek
Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk
Ve bunun için her sabah ve akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken, dağlar da O'na eşlik ederlerdi.
Abdullah Parlıyan
Doğrusu biz, dağları Dâvûd'un emrine vermiştik. Gece-gündüz onunla birlikte Allah'ı anmaktadırlar.[479]
Bayraktar Bayraklı
Biz dağları onun emrine vermiştik. Akşam ve sabah vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Cemal Külünkoğlu
Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah onlar kendisiyle (Davud ile) birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Kadri Çelik
Dağları emrimize boyun eğdirdik de, akşam vakitlerinde ve sabah işrak zamanı onunla birlikte Allah’ı tesbih ederlerdi;
Ali Ünal
Biz, dağları onun emrine vermiştik.Akşam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.
Harun Yıldırım
İşte bu yüzden, her sabah ve her akşam, onunla birlikte emrimize amade kıldığımız dağlar da kudret ve ihtişamımızı dillendirirdi;
Mustafa İslamoğlu
Biz dağları emri altına vermiştik, akşam ve kuşluk vakti onunla birlikte (Allah’ı) anarlardı.
Sadık Türkmen
Akşam sabah Rablerini onunla beraber tesbih eden dağları, Davut'un emrine verdik.
İlyas Yorulmaz
Muhakkak ki Biz, dağları ona musahhar (emrine amade) kıldık. İşrak vakti ve akşam vakti onunla beraber tesbih ederlerdi.
İmam İskender Ali Mihr