Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır.


وَالطَّيْرَ مَحْشُورَةً كُلٌّ لَّهُ أَوَّابٌ ﴿١٩﴾


SÂD SURESİ 19. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve et tayra mahsûraten kullun lehu evvâbun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve et tayra ve kuşlar
mahsûraten birarada toplanmış
kullun hepsi
lehu ona
evvâbun evvab, yönelen, sığınan

Ve kuşları da birarada toplanmış olarak (ona musahhar kıldık). Onların hepsi, ona evvab idiler (yönelmişlerdi ve sığınmışlardı).

SÂD SURESİ 19. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(18-19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi.

Diyanet İşleri

Ve kuşlar da toplanmıştı, hepsi de ona itâat ederdi.

Abdulbaki Gölpınarlı

Kuşları da toplu halde onun emri altına vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.

Adem Uğur

Toplanmış kuşları da (kendisine iman etmiş kimseler). . . Hepsi Ona evvab (hakikatini yaşayan) idi.

Ahmed Hulusi

Toplu halde kuşları da onun emrine verdik. Hepsi de Dâvûd’a uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.

Ahmet Tekin

Toplanıp gelen kuşları da. Hepsi ona dönerlerdi. [3]

Ahmet Varol

Ve toplanıp gelen kuşları da. Hepsi onunla (Allah'ı tesbih etmede uyum içinde) yönelip dönmekte olanlar idi.

Ali Bulaç

Kuşları da toplu olarak onun emrine bağlı kıldık. (Dağlardan ve kuşlardan) her biri onun tesbihi sebebiyle devamlı tesbih ediyordu.

Ali Fikri Yavuz

(18-19) Dogrusu Biz, aksam sabah onunla beraber tesbih eden daglari, kuslari da toplu halde onun buyrugu altina vermistik. Herbiri ona yonelmekteydi.

Bekir Sadak

Kuşları da toplu halde ona boyun eğdirdik. Hepsi de ona yönelip uyum içinde bulunurlardı.

Celal Yıldırım

(18-19) Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.

Diyanet İşleri (eski)

(18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir.

Diyanet Vakfi

Kuşlar da toplanmıştı; hepsi onun buyruğunu izlerdi.

Edip Yüksel

Kuşları da toplu olarak, hepsi onun için terci' yapar (evvab) idi

Elmalılı Hamdi Yazır

Kuşları da toplu olarak (onun emrine vermiştik). Hepsi onun için terci yapardı (ona uyarak ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi).

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Her taraftan toplanıp gelen kuşları da onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.

Seyyid Kutub

Ve toplanıp gelen kuşları da. Onların hepsi [Tanrı'yı tesbih etmede uyum içinde] yönelip dönmekte (evvab) idiler.

Gültekin Onan

(Her yandan ona doğru) toplanıb gelen kuşları da (kendisine râm etdik). (Gerek o dağlardan, gerek bu kuşlardan) herbiri (itaatle ona) dönücü idi.

Hasan Basri Çantay

Kuşları da toplanmış olarak (ona itâat ettirdik)! Hepsi onun (zikrine katılmak) için dönüp gelici idiler.

Hayrat Neşriyat

Kuşları da toplu olarak. Her biri ona yönelmişti.

İbni Kesir

ve (aynı şekilde) bölük bölük kuşları da. Bunlar (hep birlikte) O'na, (kendilerini yaratmış olana,) tekrar tekrar yönelirlerdi.

Muhammed Esed

Kuşları da toplanmış olarak (O'na tâbi kıldık). Hepsi de O'na rücu ediciler idi.

Ömer Nasuhi Bilmen

Kuşları da toplu halde ona boyun eğdirdik. Her biri ona yönelmekteydi.

Ömer Öngüt

Bütün kuşları da... Hepsi de ona hizmet ediyorlardı.

Şaban Piriş

(18-19) Biz sabah akşam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri için dağları, toplu haldeki kuşları onun hizmetine vermiştik. Her biri onun âhengine katılır, beraber zikrederlerdi.

Suat Yıldırım

Toplanıp gelen kuşları da (ona râm etmiştik). Hepsi onun nağmesine katılır (beraber tesbih ederler)di.

Süleyman Ateş

Ve toplanıp gelen kuşları da. Hepsi de onunla (Allah'ı tesbih etmede uyum içinde) yönelip dönmekte olanlar idi.

Tefhim-ul Kuran

Kuşları da toplu halde onun emrine vermiştik; hepsi birden ona yönelirdi.

Ümit Şimşek

Kuşlar da toplu halde onunla beraberdi. Hepsi, onun tespih nağmelerine katılırdı.

Yaşar Nuri Öztürk

Her taraftan toplanıp gelen kuşları da, O'na boyun eğdirmiştik. Hepsi O'nun nağmesine katılır, beraberce Allah'ı tesbih ederlerdi.

Abdullah Parlıyan

Kuşları da onun emrine topladık. Hepsi Allah'a yönelmektedirler.

Bayraktar Bayraklı

Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik. Hepsi de onun ahengine katılır, onunla beraber zikrederlerdi.

Cemal Külünkoğlu

Toplanmış kuşları da (Davud'a ram kıldık). Hepsi de (Allah'ı tesbihte) ona (Davud'a) dönüp yönelirlerdi (ona uyarak tesbih ederlerdi).

Kadri Çelik

Ve onun için toplanan kuşları da. Hepsi tesbih için Allah’a yönelirdi.

Ali Ünal

Kuşları da toplu halde onun emri altına vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.

Harun Yıldırım

katar katar dizilmiş kuşlar da: bunların hepsi her daim O'na yönelmişlerdi!

Mustafa İslamoğlu

Toplu olarak uçan kuşları da (emrine vermiştik). Her biri ona (Davud’a) itaatle dönerdi.

Sadık Türkmen

Ve bir araya toplanmış kuşlar, hepside Rablerine isteyerek yönelirlerdi.

İlyas Yorulmaz

Ve kuşları da birarada toplanmış olarak (ona musahhar kıldık). Onların hepsi, ona evvab idiler (yönelmişlerdi ve sığınmışlardı).

İmam İskender Ali Mihr