Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır.


وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثًا فَاضْرِب بِّهِ وَلَا تَحْنَثْ إِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا نِعْمَ الْعَبْدُ إِنَّهُ أَوَّابٌ ﴿٤٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve huz bi yedi-ke dıgsen fadrib (fe ıdrib) bihî ve lâ tahnes innâ vecednâ-hu sâbiran ni'me el abdu inne-hu evvâbun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve huz ve al
bi yedi-ke eline
dıgsen yaş ve kuru karışık ot demeti
fadrib (fe ıdrib) sonra vur
bihî onunla
ve lâ tahnes ve yeminini bozma
innâ muhakkak ki biz
vecednâ-hu onu bulduk
sâbiran sabırlı
ni'me ne güzel
el abdu kul
inne-hu gerçekten, muhakkak ki o
evvâbun evvab, Allah'a ruhunu ulaştıran

Ve (Ey Eyüp!) eline bir demet sap al onunla vur, yeminini bozma. Muhakkak ki Biz, onu sabırlı bulduk. Ne iyi bir kuldu. Muhakkak ki o, Allah’a ulaşmıştı (ruhunu ölmeden evvel Allah’a ulaştırıp teslim etmişti).

SÂD SURESİ 44. Ayeti Harun Yıldırım Meali

Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi.

Harun Yıldırım