SÂFFÂT SURESİ 113. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir.
وَبَارَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَى إِسْحَقَ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِمٌ لِّنَفْسِهِ مُبِينٌ ﴿١١٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve bâraknâ
aleyhi
ve alâ ishâka
ve min zurriyyeti-himâ
muhsinun
ve zâlimun
li nefsi-hi
mubînun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve bâraknâ | ve bereket verdik, mübarek kıldık |
aleyhi | ona |
ve alâ ishâka | ve İshak'a |
ve min zurriyyeti-himâ | ve ikisinin zürriyetinden |
muhsinun | muhsin olan |
ve zâlimun | ve zalim olan, zulmeden |
li nefsi-hi | nefsine, kendine |
mubînun | apaçık |
Ve O’na (Hz. İbrâhîm’e) ve İshak’a bereket verdik (mübarek kıldık). Ve ikisinin zürriyetinden muhsin olan (da), nefsine apaçık zulmeden (de) var.
SÂFFÂT SURESİ 113. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Kendisine de İshak’a da feyiz ve bereketler verdik. Onların neslinden gelenler arasında iyi davranan da var, kendi nefsine açıkça zulmeden de!
Suat Yıldırım