SÂFFÂT SURESİ 31. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir.
فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَا إِنَّا لَذَائِقُونَ ﴿٣١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
hakka
aleynâ
kavlu
rabbi-nâ
innâ
le
zâıkûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | o zaman, artık |
hakka | hak oldu |
aleynâ | üzerimize |
kavlu | söz |
rabbi-nâ | Rabbimiz |
innâ | muhakkak ki biz |
le | elbette, mutlaka |
zâıkûne | tadacak olanlar |
Artık Rabbimizin (azap) sözü üzerimize hak oldu. Muhakkak ki biz, onu (azabı) mutlaka tadacak olanlarız.
SÂFFÂT SURESİ 31. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(29-32) "Hayır, bilakis! derler öbürleri, siz zaten iman eden kimseler değildiniz. Hem bizim, sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu ki! Bilakis, siz azgın bir gürûh idiniz!" "Ne dersek boş! Artık Rabbimizin azap hükmü hakkımızda kesinleşti. Biz hak ettiğimiz cezayı mutlaka tadacağız. Evet, sizi biz kışkırttık, çünkü biz de azmış durumdaydık."
Suat Yıldırım