SEBE SURESİ 19. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.
فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ أَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا أَنفُسَهُمْ فَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ وَمَزَّقْنَاهُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ ﴿١٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | o zaman, böylece, buna rağmen, fakat |
kâlû | dediler |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
bâid | uzak kıl |
beyne | arası |
esfâri-nâ | seferlerimiz |
ve zalemû | ve zulmettiler |
enfuse-hum | kendi nefslerine, kendilerine |
fe | o zaman, böylece, buna rağmen, fakat |
cealnâ-hum | onları kıldık |
ehâdîse | hadîs, nesilden nesile anlatılan sözler (efsane) |
ve mezzaknâ-hum | ve onları parçaladık, dağıttık |
kulle | hepsi, bütün, tamamı |
mumezzakın | parçalanmış olarak, parça parça |
inne | muhakkak ki |
fî zâlike | işte bunda vardır |
le | elbette |
âyâtin | âyetler, ibretler |
li kulli | hepsi için |
sabbârin | çok sabreden |
şekûrin | çok şükreden |
Fakat onlar: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzak kıl." dediler. Ve kendilerine zulmettiler. Böylece onları (nesilden nesile anlatılan) "hadîs" kıldık Ve onları tamamen parça parça dağıttık. Muhakkak ki bunda, çok sabredenlerin ve çok şükredenlerin hepsi için elbette ayetler (ibretler) vardır.
SEBE SURESİ 19. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Onlar ise (bu bereket, güven ve rahatlığı anlayamadılar da) «Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzun konaklarını (birbirinden) uzaklaştır» dediler ve böylece kendilerine haksızlık ettiler. Biz de onları bu yüzden dillerde dolaşan masallara çevirdik ve parçalayıp dağıttık. Şüphesiz ki bunda çokça şükredebilen her çok sabırlı kimse için öğütler ve ibretler vardır.
Celal Yıldırım