Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.


وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَن نُّؤْمِنَ بِهَذَا الْقُرْآنِ وَلَا بِالَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلَوْ تَرَى إِذِ الظَّالِمُونَ مَوْقُوفُونَ عِندَ رَبِّهِمْ يَرْجِعُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ الْقَوْلَ يَقُولُ الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا لَوْلَا أَنتُمْ لَكُنَّا مُؤْمِنِينَ ﴿٣١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâle ellezîne keferû len nu'mine bi hâzâ el kur'âni ve lâ bi ellezî beyne yedeyhi ve lev terâ iz ez zâlimûne mevkûfûne inde rabbi-him yerciu ba'du-hum ilâ ba'dın el kavle yekûlu ellezîne istud'ifû li ellezîne istekberû lev lâ entum le kun-nâ mu'minîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâle ve dedi
ellezîne onlar
keferû inkâr ettiler
len nu'mine asla inanmayız
bi hâzâ buna
el kur'âni Kur'ân
ve lâ ve olmaz
bi ellezî ona
beyne yedeyhi elleri arasında, önlerinde
ve lev ve şâyet, eğer, ...olsa
terâ görürsün
iz ... olduğu zaman
ez zâlimûne zalimler, zulmedenler
mevkûfûne tevkif edilenler, tutuklananlar
inde yanında, huzurunda
rabbi-him onların Rabbi (Rab'leri)
yerciu dönerler
ba'du-hum onların bir kısmı
ilâ ba'dın bir kısmına, diğerlerine (birbirlerine)
el kavle söz, lâf
yekûlu der
ellezîne onlar
istud'ifû zaafa uğratılanlar, hakir görülenler
li ellezîne onlara
istekberû büyüklük tasladılar, kibirlendiler
lev lâ entum eğer sizler olmasaydınız
le kun-nâ biz mutlaka ... olurduk
mu'minîne mü'minler

Ve kâfirler: "Bu Kur’ân’a ve elleri arasındakine (İncil’e) asla inanmayız." dediler. Rab’lerinin huzurunda zalimleri tevkif edildikleri (tutuklandıkları) zaman görsen. Birbirlerine lâf atarlar. Zaafa uğratılanlar (hakir görülenler), kibirlenenlere: "Eğer siz olmasaydınız, biz muhakkak mü'minler olurduk." derler.

SEBE SURESİ 31. Ayeti Ali Bulaç Meali

İnkâr edenler dedi ki: "Biz kesin olarak, ne bu Kur'an'a inanırız, ne ondan önceki (indirile)ne." Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklanmış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip çevirir (birbirlerine yöneltirler). Za'fa uğratılan (müstaz'af)lar, büyüklük taslayanlara derler ki: "Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü'min (kimse)ler olurduk."

Ali Bulaç