Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.


قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا لِلَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا أَنَحْنُ صَدَدْنَاكُمْ عَنِ الْهُدَى بَعْدَ إِذْ جَاءكُم بَلْ كُنتُم مُّجْرِمِينَ ﴿٣٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâle ellezîne istekberû li ellezîne istud'ifû e nahnu sadednâ-kum an el hudâ ba'de iz câe-kum bel kuntum mucrimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâle dedi
ellezîne onlar
istekberû büyüklük tasladılar, kibirlendiler
li ellezîne onlara
istud'ifû zaafa uğratıldılar, hakir görüldüler
e mi?
nahnu biz
sadednâ-kum biz sizi engelledik, mani olduk
an el hudâ hidayetten
ba'de sonra
iz câe-kum size geldiği zaman
bel hayır, bilâkis
kuntum siz oldunuz, ... idiniz
mucrimîne cürüm işleyenler, suçlular

Kibirlenenler, zaafa uğratılanlara: "Sizlere hidayet geldikten sonra, hidayetten sizleri biz mi engelledik? Hayır, siz (kendiniz) mücrimlerdiniz (suçlulardınız)." dedi(ler).

SEBE SURESİ 32. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Diğer taraftan, büyüklük taslayan zorba, güç ve iktidar sahipleri, temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış, baskıcı, zâlim idareler altında ezilen halka:
'Size hidayet rehberi, Kur’ân ve peygamber geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hidayete ermenize engel tedbirler mi aldık? Bilâkis siz de, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçuna iştirak eden, küfürde ısrar eden kimselersiniz.' derler.

Ahmet Tekin