Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.


قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا لِلَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا أَنَحْنُ صَدَدْنَاكُمْ عَنِ الْهُدَى بَعْدَ إِذْ جَاءكُم بَلْ كُنتُم مُّجْرِمِينَ ﴿٣٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâle ellezîne istekberû li ellezîne istud'ifû e nahnu sadednâ-kum an el hudâ ba'de iz câe-kum bel kuntum mucrimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâle dedi
ellezîne onlar
istekberû büyüklük tasladılar, kibirlendiler
li ellezîne onlara
istud'ifû zaafa uğratıldılar, hakir görüldüler
e mi?
nahnu biz
sadednâ-kum biz sizi engelledik, mani olduk
an el hudâ hidayetten
ba'de sonra
iz câe-kum size geldiği zaman
bel hayır, bilâkis
kuntum siz oldunuz, ... idiniz
mucrimîne cürüm işleyenler, suçlular

Kibirlenenler, zaafa uğratılanlara: "Sizlere hidayet geldikten sonra, hidayetten sizleri biz mi engelledik? Hayır, siz (kendiniz) mücrimlerdiniz (suçlulardınız)." dedi(ler).

SEBE SURESİ 32. Ayeti Bekir Sadak Meali

Buyukluk taslayanlar, gucsuz sayilanlara: «Size dogruluk rehberi geldikten sonra ondan sizi biz mi alikoyduk? Hayir; zaten suclu kimselerdiniz» derler.

Bekir Sadak