SEBE SURESİ 37. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.
وَمَا أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُم بِالَّتِي تُقَرِّبُكُمْ عِندَنَا زُلْفَى إِلَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُوْلَئِكَ لَهُمْ جَزَاء الضِّعْفِ بِمَا عَمِلُوا وَهُمْ فِي الْغُرُفَاتِ آمِنُونَ ﴿٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ | ve değil |
emvâlu-kum | sizin mallarınız |
ve lâ | ve değil |
evlâdu-kum | sizin evlâtlarınız |
billetî (bi elletî) | ki o |
tukarribu-kum | sizi yakınlaştırır, yaklaştırır |
inde-nâ | bizim katımız, huzurumuz |
zulfâ | mertebe, yüksek derece, yüksek değer |
illâ | ancak, sadece, ...'den başka, ... hariç |
men | kimse |
âmene | âmenû oldu, hayattayken Allah'a ulaşmayı diledi |
ve amile sâlihan | ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptı |
fe ulâike | işte onlar, onlar |
lehum | onlar için, onlar için vardır |
cezâu | ceza, karşılık, mükâfat |
ed dı'fi | kat kat |
bimâ | sebebiyle |
amilû | yaptılar |
ve hum | ve onlar |
fî el gurufâti | yüksek yerlerde, yüksek makamlarda |
âminûne | emin olanlar, emniyette olanlar |
Ve sizin mallarınız ve evlâtlarınız katımızda sizi, Bize yaklaştıracak yüksek değere sahip değildir. Âmenû olan ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda emin (emniyette) olanlardır.
SEBE SURESİ 37. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Sizi bize yaklaştıran ne mallarınız, ne de evlâdınızdır. Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunan kimseler (var ya) işte onlar için yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat vardır ve onlar Cennet'in yüksekçe, manzaralı kısımlarında güven içindedirler.
Celal Yıldırım