Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.


وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالُوا مَا هَذَا إِلَّا رَجُلٌ يُرِيدُ أَن يَصُدَّكُمْ عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ آبَاؤُكُمْ وَقَالُوا مَا هَذَا إِلَّا إِفْكٌ مُّفْتَرًى وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءهُمْ إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ مُّبِينٌ ﴿٤٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ tutlâ aleyhim âyâtu-nâ beyyinâtin kâlû mâ hâzâ illâ raculun yurîdu en yasudde-kum amma (an-mâ) kâne ya'budu âbâu-kum ve kâlû hâzâ illâ ifkun mufteren ve kâle ellezîne keferû li el hakkı lemmâ câe-hum in (in ... illâ) hâzâ illâ (in ... illâ) sihrun mubînun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ tutlâ ve okunduğu zaman
aleyhim onlara
âyâtu-nâ âyetlerimiz
beyyinâtin apaçık, açıkça
kâlû dediler
mâ hâzâ bu değil
illâ ancak, sadece, ...'den başka
raculun bir adam
yurîdu ister, istiyor
en olması
yasudde-kum sizi engeller, mani olur, men eder
amma (an-mâ) şeylerden
kâne ... oldu, ... idi, ...dir
ya'budu tapıyorlar
âbâu-kum sizin babalarınız
ve kâlû ve dediler
değil
hâzâ bu
illâ ancak, sadece, ...'den başka
ifkun yalan, iftira
mufteren iftira, uydurulmuş
ve kâle ve dedi
ellezîne onlar
keferû inkâr ettiler, kâfir oldular
li için
el hakkı hak
lemmâ ... olduğu zaman
câe-hum onlar geldi
in (in ... illâ) eğer (sadece)
hâzâ bu
illâ (in ... illâ) ancak, sadece, ...'den başka
sihrun sihir, büyü
mubînun apaçık

Ve onlara âyetlerimiz açıkça okunduğu zaman: "Bu ancak, babalarınızın tapmış olduğu şeylerden sizi men etmek isteyen bir adamdan başkası değildir." dediler. Ve dediler ki: "Bu, uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değil." Ve kâfirler hak için, onlara (hak) geldiği zaman: "Bu, ancak apaçık bir sihirdir." dediler.

SEBE SURESİ 43. Ayeti Ali Bulaç Meali

Onlara, apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda: "Bu, sizi babalarınızın taptıkların(ilahlar)dan alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir" dediler. Ve dediler ki: "Bu, düzülüp uydurulmuş bir yalan (iftira)dan başka bir şey de değildir." İnkâr edenler de, kendilerine geldiği zaman hak için: "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir" dediler.

Ali Bulaç