SEBE SURESİ 43. Ayeti Muhammed Esed Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.
وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالُوا مَا هَذَا إِلَّا رَجُلٌ يُرِيدُ أَن يَصُدَّكُمْ عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ آبَاؤُكُمْ وَقَالُوا مَا هَذَا إِلَّا إِفْكٌ مُّفْتَرًى وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءهُمْ إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ مُّبِينٌ ﴿٤٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve izâ tutlâ | ve okunduğu zaman |
aleyhim | onlara |
âyâtu-nâ | âyetlerimiz |
beyyinâtin | apaçık, açıkça |
kâlû | dediler |
mâ hâzâ | bu değil |
illâ | ancak, sadece, ...'den başka |
raculun | bir adam |
yurîdu | ister, istiyor |
en | olması |
yasudde-kum | sizi engeller, mani olur, men eder |
amma (an-mâ) | şeylerden |
kâne | ... oldu, ... idi, ...dir |
ya'budu | tapıyorlar |
âbâu-kum | sizin babalarınız |
ve kâlû | ve dediler |
mâ | değil |
hâzâ | bu |
illâ | ancak, sadece, ...'den başka |
ifkun | yalan, iftira |
mufteren | iftira, uydurulmuş |
ve kâle | ve dedi |
ellezîne | onlar |
keferû | inkâr ettiler, kâfir oldular |
li | için |
el hakkı | hak |
lemmâ | ... olduğu zaman |
câe-hum | onlar geldi |
in (in ... illâ) | eğer (sadece) |
hâzâ | bu |
illâ (in ... illâ) | ancak, sadece, ...'den başka |
sihrun | sihir, büyü |
mubînun | apaçık |
Ve onlara âyetlerimiz açıkça okunduğu zaman: "Bu ancak, babalarınızın tapmış olduğu şeylerden sizi men etmek isteyen bir adamdan başkası değildir." dediler. Ve dediler ki: "Bu, uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değil." Ve kâfirler hak için, onlara (hak) geldiği zaman: "Bu, ancak apaçık bir sihirdir." dediler.
SEBE SURESİ 43. Ayeti Muhammed Esed Meali
Mesajlarımız onlara bütün açıklığıyla aktarıldığında, (hakikati inkara şartlanmış olanlar birbirlerine,) "Bu (Muhammed) sizi atalarınızın taptıklarından vazgeçirmeye çalışan biridir sadece!" derler. Ve "Bu (Kuran, insan tarafından) uydurulmuş bir safsatadan başka bir şey değildir!" d(iye ekl)erler. Ve (son olarak,) hakikati inkara kalkışanlar, hakikat kendilerine ulaştığında, onun için, "Bu, büyüleyici güzel bir sözden başka bir şey değil!" derler.
Muhammed Esed