Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.


قُلْ إِن ضَلَلْتُ فَإِنَّمَا أَضِلُّ عَلَى نَفْسِي وَإِنِ اهْتَدَيْتُ فَبِمَا يُوحِي إِلَيَّ رَبِّي إِنَّهُ سَمِيعٌ قَرِيبٌ ﴿٥٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kul in dalaltu fe innemâ edıllu alâ nefsî ve in ihtedeytu fe bimâ yûhî ileyye rabbî inne-hu semîun karîbun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kul de ki
in eğer
dalaltu dalâlette olursam
fe o zaman, o taktirde
innemâ ancak, sadece
edıllu sapmış olurum
alâ üzerine
nefsî kendi nefsim
ve in ve eğer
ihtedeytu hidayete erdim (erersem)
fe o zaman, o taktirde
bimâ sebebiyle
yûhî vahyedillir
ileyye bana
rabbî benim Rabbim
inne-hu muhakkak ki o
semîun en iyi işitendir
karîbun en yakın olandır

De ki: "Eğer dalâlette olursam, o zaman sadece kendi nefsim üzerine (sebebiyle) olurum. Eğer hidayete erersem, o taktirde bu Rabbimin bana vahyi sebebiyledir. Muhakkak ki O; en iyi işiten ve en yakın olandır."

SEBE SURESİ 50. Ayeti Ali Bulaç Meali

De ki: "Eğer ben sapacak olsam, artık kendi nefsim aleyhine sapmış olurum; eğer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduğu (Kur'an) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakın olandır."

Ali Bulaç