SEBE SURESİ 9. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır.
أَفَلَمْ يَرَوْا إِلَى مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُم مِّنَ السَّمَاء وَالْأَرْضِ إِن نَّشَأْ نَخْسِفْ بِهِمُ الْأَرْضَ أَوْ نُسْقِطْ عَلَيْهِمْ كِسَفًا مِّنَ السَّمَاء إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً لِّكُلِّ عَبْدٍ مُّنِيبٍ ﴿٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e | mi? |
fe | o zaman, artık, hâlâ |
em yerav | görmüyorlar, görmediler |
ilâ | ...'e, ...'a |
mâ beyne eydî-him | ellerinin arasında, önlerinde olan şey |
ve mâ halfe-hum | ve arkalarında olan şey |
min es semâi | semadan, gökten (göklerden, göklerin) |
ve el ardı | ve yeryüzü, yer (yerin) |
in neşe' | eğer dilersek |
nahsif | yerin dibine geçiririz |
bi-him | onları |
el arda | yeryüzü, yer |
ev | veya |
nuskıt | düşürürüz |
aleyhim | onların üzerine |
kisefen | parçalar |
min es semâi | semadan, gökten |
inne | muhakkak ki |
fî | içinde, vardır |
zâlike | işte bu |
le | gerçekten, elbette |
âyeten | âyet |
li | için |
kulli | bütün, hepsi, herkes |
abdin | kul |
munîbin | yönelen |
Yerin ve göklerin önlerinde ve arkalarında olan (kesimlerini) hâlâ görmüyorlar mı? Eğer dilersek, onları yerin dibine geçiririz veya gökten onların üzerine parçalar düşürürüz. Muhakkak ki bunda, münib olan (Allah’a yönelen ve O’na ulaşmayı dileyerek böylece O'na) kul olan herkes için ayet (ibret) vardır.
SEBE SURESİ 9. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
O kâfirler bakmadılar mı ki, önlerinde ve arkalarında gökten ve yerden ne var, (etrafları nasıl çevrelenmiştir)? Eğer dilersek, kendilerini yere geçiririz, yahud gökten üzerlerine parçalar düşürüveririz. Şüphesiz ki bunda (yere ve göğe bakıp düşünmekte), Allah’a yönelen her kul için bir ibret alâmeti var.
Ali Fikri Yavuz