Mekke döneminde inmiştir. 30 âyettir. Sûre, adını mü’minlerin Allah’a secde etmelerinden bahseden 15. âyetten almıştır.


فَذُوقُوا بِمَا نَسِيتُمْ لِقَاء يَوْمِكُمْ هَذَا إِنَّا نَسِينَاكُمْ وَذُوقُوا عَذَابَ الْخُلْدِ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿١٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe zûkû bi mâ nesîtum likâe yevmi-kum hâzâ innâ nesînâ-kum ve zûkû azâbe el huldi bi mâ kuntum ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe o zaman, öyleyse
zûkû tadın
bi mâ sebebiyle, dolayısıyla
nesîtum siz unuttunuz
likâe kavuşma, ulaşma
yevmi-kum sizin gününüz
hâzâ bu
innâ muhakkak ki biz
nesînâ-kum sizi unuttuk
ve zûkû ve tadın
azâbe azabı
el huldi halid olan, ebedî olan
bi mâ sebebiyle
kuntum oldunuz
ta'melûne yapıyorsunuz

Öyleyse bu "likâe" (Allah’a ulaşma) gününüzü, unutmanızdan dolayı (azabı) tadın. Muhakkak ki Biz de sizi unuttuk. Ve yaptıklarınız sebebiyle ebedî azabı tadın.

SECDE SURESİ 14. Ayeti Ali Ünal Meali

“Siz nasıl şu içinde bulunduğunuz günkü buluşmayı hiç hatırlamak istemediniz ve ona karşı hep kayıtsız kaldıysanız, şimdi de tadın bakalım azabı. Bugün de Biz sizi hatırlamıyor ve isteklerinize karşı kayıtsız kalıyoruz. Dünyada iken işlediklerinizden dolayı hiç eksilmeyecek ve sonu gelmeyecek azabı tadın şimdi!”

Ali Ünal