SECDE SURESİ 17. Ayeti Muhammed Esed Meali
Mekke döneminde inmiştir. 30 âyettir. Sûre, adını mü’minlerin Allah’a secde etmelerinden bahseden 15. âyetten almıştır.
فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿١٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe lâ ta'lemu
nefsun
mâ uhfiye
lehum
min kurrati a'yunin
cezâen
bi mâ
kânû
ya'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe lâ ta'lemu | artık bilmez |
nefsun | nefs, kişi |
mâ uhfiye | gizli olanı, saklı olanı, neler saklı |
lehum | onlar için |
min kurrati a'yunin | göz aydınlığından (sevindirici şeylerden) |
cezâen | (ceza: mukafat) karşılık olarak |
bi mâ | şeyler sebebiyle |
kânû | oldular |
ya'melûne | yapıyorlar |
Artık hiçbir nefs (hiç kimse), yapmış olduklarına mükâfat olarak, onlar için gözaydınlığından nelerin saklı olduğunu bilmez.
SECDE SURESİ 17. Ayeti Muhammed Esed Meali
(Böyle davranan müminlere gelince,) yaptıklarından dolayı mükafat olarak (öteki dünyada) onları şimdiye dek gizli kalan hangi mutlulukların beklediğini kimse tahayyül edemez.
Muhammed Esed