Mekke döneminde inmiştir. 30 âyettir. Sûre, adını mü’minlerin Allah’a secde etmelerinden bahseden 15. âyetten almıştır.


أَوَلَمْ يَهْدِ لَهُمْ كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّنَ الْقُرُونِ يَمْشُونَ فِي مَسَاكِنِهِمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ أَفَلَا يَسْمَعُونَ ﴿٢٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

e ve lem yehdi lehum kem ehleknâ min kabli-him min el kurûni yemşûne mesâkini-him inne zâlike le âyâtin e fe lâ yesmeûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
e mi?
ve lem yehdi ve hidayete erdirmedi
lehum onları
kem kaç, nice
ehleknâ helâk ettik
min kabli-him onlardan önce
min el kurûni nesillerden
yemşûne yürürler, dolaşırlar
içinde
mesâkini-him onların meskenleri, meskûn oldukları yerler, yurtlar
inne muhakkak ki
içinde, ...'de
zâlike işte bu, bu
le elbette
âyâtin âyetler, deliller, ibretler
e mi?
fe artık, bundan sonra, hâlâ
lâ yesmeûne işitmiyorlar, işitmeyecekler

Onları hidayete erdirmedi mi? Onlardan önceki nesillerden nicelerini helâk ettik (etmiş olmamız). Onların (evvelce) meskûn oldukları yerlerde (yurtlarında) dolaşıyorlar. Muhakkak ki bunda, elbette âyetler (deliller, ibretler) vardır. Hâlâ işitmeyecekler mi?

SECDE SURESİ 26. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Yurtlarında dolaştıkları nice nesillerin hayatlarını sona erdirmemiz, onları doğru yola irşad etmiyor mu? Elbette bunda ibretler vardır. Hâlâ nasihat dinlemeyecekler mi?

Suat Yıldırım