Mekke döneminde inmiştir. 15 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “eş-Şems” kelimesinden almıştır. Şems, güneş demektir.


فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُم بِذَنبِهِمْ فَسَوَّاهَا ﴿١٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe kezzebû-hu fe akarû-hâ fe demdeme aleyhim rabbu-hum bi zenbi-him fe sevvâ-hâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe fakat
kezzebû-hu onu tekzip ettiler, yalanladılar
fe sonra
akarû-hâ (onu ayaklarını bağlayarak devirip) kestiler
fe böylece, bunun üzerine, bu sebeble
demdeme üzerini kapladı
aleyhim onların
rabbu-hum onların Rab'leri
bi ile (sebebiyle)
zenbi-him onların günahları
fe sonra
sevvâ-hâ onu dümdüz yaptı, yerlebir etti

Fakat onu tekzip ettiler (yalanladılar). Sonra onu (deveyi) kestiler. Günahları sebebiyle, Rab’leri onların üzerini azapla kapladı. Sonra da onu (o beldeyi) dümdüz yaptı (yerlebir etti).

ŞEMS SURESİ 14. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali

Fakat elçiye inanmadılar da deveyi devirip boğazladılar. Bunun üzerine, Rableri onların günahlarını kendi başlarına geçirdi de o yurdu dümdüz etti.

Yaşar Nuri Öztürk