ŞUARÂ SURESİ 136. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.
قَالُوا سَوَاء عَلَيْنَا أَوَعَظْتَ أَمْ لَمْ تَكُن مِّنَ الْوَاعِظِينَ ﴿١٣٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kâlû
sevâun
aleynâ
e
vaazte
em
lem tekun
min el vâızîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâlû | dediler |
sevâun | birdir, eşittir |
aleynâ | bize |
e | mi? |
vaazte | sen vaaz verdin, vaazettin |
em | veya |
lem tekun | sen ... olmazsın |
min el vâızîne | vaaz verenlerden, vaazedenlerden |
“Sen, bize vaazetsen de veya vaazedenlerden olmasan da bizim için eşittir.” dediler.
ŞUARÂ SURESİ 136. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(136-138) "Sen" dediler, "Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen âdetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz!"
Suat Yıldırım