Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.


فَكَذَّبُوهُ فَأَهْلَكْنَاهُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ ﴿١٣٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe kezzebû-hu fe ehleknâ-hum inne fî zâlike le âyeten ve mâ kâne ekseru-hum mu'minîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe artık, böylece
kezzebû-hu onu tekzip ettiler, yalanladılar
fe artık, böylece, bu sebeple
ehleknâ-hum onları helâk ettik
inne muhakkak ki
fî zâlike bunda var
le elbette, mutlaka
âyeten bir âyet, ibret
ve mâ kâne ve olmadı
ekseru-hum onların çoğu
mu'minîne îmân edenler, mü'min olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler

Böylece onu tekzip ettiler (yalanladılar). Biz de bu sebeple onları helâk ettik. Muhakkak ki bunda mutlaka bir âyet (ibret) vardır. Ve onların çoğu, mü’min olmadılar (Allah’a ulaşmayı dilemediler).

ŞUARÂ SURESİ 139. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Artık O'nu tekzîp ettiler, Biz de onları helâk ettik. Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır ve onların ekserisi imân etmiş olmadılar.

Ömer Nasuhi Bilmen