ŞUARÂ SURESİ 18. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.
قَالَ أَلَمْ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدًا وَلَبِثْتَ فِينَا مِنْ عُمُرِكَ سِنِينَ ﴿١٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kâle
e
lem nurabbi-ke
fî-nâ
velîden
ve lebiste
fî-nâ
min umuri-ke
sinîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâle | dedi |
e | mi? |
lem nurabbi-ke | senin Rabbin (himaye edip yetiştiren) olmadık |
fî-nâ | içimizde, aramızda |
velîden | çocuk olarak, çocukken |
ve lebiste | ve sen kaldın |
fî-nâ | içimizde, aramızda |
min umuri-ke | senin ömründen |
sinîne | seneler, yıllar |
“Seni biz çocukken, içimizde himaye edip yetiştirmedik mi? Ve ömrünün birçok yılında içimizde kalmadın mı?” dedi.
ŞUARÂ SURESİ 18. Ayeti Suat Yıldırım Meali
"A!" dedi, "Sen şu bebekken alıp yanımızda büyüttüğümüz çocuk değil misin? Sonra da bizim sarayımızda senelerce kalmış, ömrünün bir kısmını bizimle geçirmiştin?"
Suat Yıldırım