ŞUARÂ SURESİ 189. Ayeti Ali Ünal Meali
Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.
فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ الظُّلَّةِ إِنَّهُ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ ﴿١٨٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
kezzebû-hu
fe
ehaze-hum
azâbu
yevmi
ez zulleti
inne-hu
kâne
azâbe
yevmin
azîmin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | böylece |
kezzebû-hu | onu tekzip ettiler, yalanladılar |
fe | böylece, bunun üzerine |
ehaze-hum | onları aldı, yakaladı |
azâbu | azap |
yevmi | gün |
ez zulleti | gölge |
inne-hu | muhakkak ki o |
kâne | oldu |
azâbe | azap |
yevmin | gün |
azîmin | azîm, büyük |
Böylece onu tekzip ettiler (yalanladılar). Bunun üzerine, “gölge günün azabı” onları aldı (yakaladı). Muhakkak ki o, azîm günün (büyük bir günün) azabıydı.
ŞUARÂ SURESİ 189. Ayeti Ali Ünal Meali
Hasılı, Şuayb’ı yalanladılar, ama sonuçta etrafı kapkara gölgelerin kapladığı o günde dehşetli bir felâket onları yakalayıverdi. Gerçekten çok müthiş bir gündü o felâket günü.
Ali Ünal