ŞUARÂ SURESİ 57. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.
فَأَخْرَجْنَاهُم مِّن جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ ﴿٥٧﴾
ŞUARÂ SURESİ 57. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | artık, böylece |
ahracnâ-hum | biz onları çıkardık |
min cennâtin | bahçelerden |
ve uyûnin | ve pınarlar |
Böylece Biz, onları (firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.
ŞUARÂ SURESİ 57. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(57-58) Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.
Diyanet İşleri
Derken onları bahçelerden, kaynaklardan sürüp çıkardık.
Abdulbaki Gölpınarlı
Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, çıkardık.
Adem Uğur
Bu yüzden onları bağ-bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.
Ahmed Hulusi
Sonra biz onları bahçelerden, akarsu kıyılarından ve pınar başlarından çıkardık.
Ahmet Tekin
Böylece onları bahçelerden ve pınarlardan çıkardık,
Ahmet Varol
Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;
Ali Bulaç
Böylece Firavun’u ve kavmini çıkardık bostanlardan, pınarlardan;
Ali Fikri Yavuz
(57-59) Ama biz Firavun ve adamlarini bahcelerden, pinar baslarindan, hazinelerden ve serefli makamlardan cikardik. Boylece oralara Israilogullarini mirasci kildik.
Bekir Sadak
(57-58) Bununla beraber biz Fir'avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık.
Celal Yıldırım
(57-59) Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Diyanet İşleri (eski)
(57-58) Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık.
Diyanet Vakfi
Sonunda, onları çıkardık: Bahçelerden, çeşmelerden,
Edip Yüksel
Bu suretle bunları bostanlardan, pınarlardan
Elmalılı Hamdi Yazır
Böylece Biz onları bahçelerden, pınarlardan,
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Böylece biz, Firavun ve soydaşlarını bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.
Seyyid Kutub
Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;
Gültekin Onan
(57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.
Hasan Basri Çantay
(57-58) Böylelikle (İsrâiloğullarının peşine düşürerek) onları bahçelerden, pınarlardan, hazînelerden ve güzel yerlerden çıkardık.
Hayrat Neşriyat
Fakat Biz, onları bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.
İbni Kesir
bunun içindir ki onları bağlar(ın)dan bahçeler(in)den, pınar başlarından çıkarıp attık,
Muhammed Esed
Cenâb-ı Hak da buyuruyor ki: «Artık biz onları bostanlardan, ırmaklardan çıkardık.»
Ömer Nasuhi Bilmen
Böylece biz onları bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.
Ömer Öngüt
Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.
Şaban Piriş
(57-58) Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık.
Suat Yıldırım
Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den.
Süleyman Ateş
Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;
Tefhim-ul Kuran
İşte böyle çıkardık onları bahçelerinden, pınarlarından.
Ümit Şimşek
Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık.
Yaşar Nuri Öztürk
Biz de Firavun ve yandaşlarını o güzelim bahçelerinden ve pınar başlarından,
Abdullah Parlıyan
(57-60) Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrâiloğulları'nın ardına düştüler.
Bayraktar Bayraklı
(57-59) Biz de onları (Firavun ve kavmini Mısır'daki) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık. Ve hazinelerden ve güzelim yerlerden ettik. İşte böylece, İsrailoğullarını onlara mirasçı kıldık.
Cemal Külünkoğlu
Böylelikle biz onları bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık.
Kadri Çelik
Böylece Biz onları, o çok güzel bağlardan, bahçelerden ve akıp duran su kaynaklarından çıkardık;
Ali Ünal
Ama biz onları, bahçelerden, pınarlardan, çıkardık.
Harun Yıldırım
İşte bu tür bir (gurura kapıldıkları) için onları has bahçelerinden ve pınar başlarından çekip çıkardık;
Mustafa İslamoğlu
Böylece onları çıkardık; bahçelerden, çeşmelerden,
Sadık Türkmen
“Ve onları bahçelerden ve pınar başlarından çıkarmıştık. ”
İlyas Yorulmaz
Böylece Biz, onları (firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.
İmam İskender Ali Mihr