ŞÛRÂ SURESİ 14. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
وَمَا تَفَرَّقُوا إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى لَّقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ أُورِثُوا الْكِتَابَ مِن بَعْدِهِمْ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مُرِيبٍ ﴿١٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ teferrakû | ve ayrılığa düşmediler, fırkalara ayrılmadılar |
illâ | ancak, sadece, ...'den başka |
min ba'di | sonradan, sonra |
mâ câe-hum | onlara gelen şey |
el ilmu | ilim |
bagyen | azgınlık |
beyne-hum | onların arasında, aralarında |
ve lev lâ | ve ... olmasaydı |
kelimetun | kelime, söz |
sebekat | geçti |
min rabbi-ke | senin Rabbinden, Rabbinden |
ilâ ecelin | bir ecele kadar, tayin edilmiş bir zamana kadar |
musemmen | belirlenmiş |
le | mutlaka, elbette |
kudıye | hükmedilir, hüküm verilir |
beyne-hum | onların arasında |
ve inne ellezîne | ve muhakkak ki onlar |
ûrisû | varis kılındılar |
el kitâbe | kitap |
min ba'di-him | onlardan sonra |
le | elbette, mutlaka, gerçekten |
fî | içinde |
şekkin | şek, şüphe, tereddüt |
min-hu | ondan |
murîbin | şüphe içinde |
Kendilerine ilim geldikten sonra aralarında azanlardan başkası fırkalara ayrılmadı. Eğer Rabbinden “belirlenmiş bir zamana kadar (bekletme)” sözü geçmemiş olsaydı, mutlaka onların arasında (hemen) hüküm verilirdi. Muhakkak ki onlardan sonra Kitab’a varis kılınanlar, gerçekten O’ndan şek ve şüphe içindedirler.
ŞÛRÂ SURESİ 14. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali
Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer senin Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından Kitaba mirasçı olanlar ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.
Tefhim-ul Kuran