Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.


فَلِذَلِكَ فَادْعُ وَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَقُلْ آمَنتُ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ مِن كِتَابٍ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ بَيْنَكُمُ اللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ اللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ ﴿١٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe li zâlike fed'u (fe ud'u) ve istekım kemâ umirte ve lâ tettebi' ehvâe-hum ve kul âmentu bi mâ enzele allâhu min kitâbin ve umirtu li a'dile beyne-kum allâhu rabbu-nâ ve rabbu-kum lenâ a'mâlu-nâ ve lekum a'mâlu-kum lâ huccete beyne-nâ ve beyne-kum allâhu yecmeu beyne-nâ ve ileyhi el masîru
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe li zâlike işte bunun için
fed'u (fe ud'u) artık, bundan sonra davet et
ve istekım ve istikamet üzere ol
kemâ gibi
umirte sen emrolundun
ve lâ tettebi' ve tâbî olma
ehvâe-hum onların hevesleri
ve kul ve söyle, de ki
âmentu ben îmân ettim
bi mâ enzele indirdiği şeye
allâhu Allah
min kitâbin Kitap'tan
ve umirtu ve ben emrolundum
li a'dile adil olmaya, adaletli olmaya
beyne-kum sizin aranızda
allâhu Allah
rabbu-nâ bizim Rabbimiz
ve rabbu-kum ve sizin Rabbiniz
lenâ bize ait
a'mâlu-nâ bizim amellerimiz
ve lekum ve size ait
a'mâlu-kum amelleriniz
lâ huccete huccet (delil), çekişme yoktur
beyne-nâ (bizim) aramızda
ve beyne-kum ve (sizin) aranızda
allâhu Allah
yecmeu toplar
beyne-nâ bizi biraraya
ve ileyhi ve ona
el masîru dönüş, varılacak makam

İşte bunun için, artık sen onları davet et. Ve emrolunduğun gibi istikamet üzere (Allah’a doğru) ol. Ve onların heveslerine tâbî olma. Ve onlara de ki: “Allah’ın kitaptan indirdiği şeye îmân ettim. Ve sizin aranızda adil (adaletli) olmakla emrolundum. Allah, sizin de Rabbiniz bizim de Rabbimiz. Bizim amelimiz bize, sizin ameliniz size. Sizinle bizim aramızda bir huccet (çekişme) yoktur. Allah, bizi biraraya toplayacak. Ve dönüş, O’na (Allah’adır).”

ŞÛRÂ SURESİ 15. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Geçmişten gelen dinî kalıntılarla senin tebliğ ettiğin dinin, örtüşen ve örtüşmeyen taraflarının bulunması sebebiyle, etrafında olup bitenlere kulak kabartmadan, sen insanları değişmez doğruları getiren dine, İslâm’a, Allah’ın emirlerini yerine getirmeye, birliğe davete devam et. Emrolunduğun gibi ilâhî emirleri doğru uygulayarak itaatte daim ol. Onların, geçmişteki din sâliklerinin şahsî arzu ve ihtiraslarına, bâtıla uyma.
'Ben, Allah’ın peygamberlerine indirdiği kitaplarına iman ettim. Bana, aranızda sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî adâleti gerçekleştirerek kamu düzenini sağlamam emredildi. Allah bizim de, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimizin karşılığı, mükâfatı bize ait, sizin amellerinizin sorumluluğu ve cezası da size aittir. Benim peygamberliğimin doğruluğu, ispatı konusunda, indirilen ilâhî kitapların dışında, aramızda ayrıca bir delile de ihtiyaç yok. Allah aramızdaki ihtilâfları, hepimizin önünde toptan halledecektir. Sonuçta, yalnız onun huzuruna varıp hesap vereceksiniz.' diye ilan et.

Ahmet Tekin