ŞÛRÂ SURESİ 15. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
فَلِذَلِكَ فَادْعُ وَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَقُلْ آمَنتُ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ مِن كِتَابٍ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ بَيْنَكُمُ اللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ اللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ ﴿١٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe li zâlike | işte bunun için |
fed'u (fe ud'u) | artık, bundan sonra davet et |
ve istekım | ve istikamet üzere ol |
kemâ | gibi |
umirte | sen emrolundun |
ve lâ tettebi' | ve tâbî olma |
ehvâe-hum | onların hevesleri |
ve kul | ve söyle, de ki |
âmentu | ben îmân ettim |
bi mâ enzele | indirdiği şeye |
allâhu | Allah |
min kitâbin | Kitap'tan |
ve umirtu | ve ben emrolundum |
li a'dile | adil olmaya, adaletli olmaya |
beyne-kum | sizin aranızda |
allâhu | Allah |
rabbu-nâ | bizim Rabbimiz |
ve rabbu-kum | ve sizin Rabbiniz |
lenâ | bize ait |
a'mâlu-nâ | bizim amellerimiz |
ve lekum | ve size ait |
a'mâlu-kum | amelleriniz |
lâ huccete | huccet (delil), çekişme yoktur |
beyne-nâ | (bizim) aramızda |
ve beyne-kum | ve (sizin) aranızda |
allâhu | Allah |
yecmeu | toplar |
beyne-nâ | bizi biraraya |
ve ileyhi | ve ona |
el masîru | dönüş, varılacak makam |
İşte bunun için, artık sen onları davet et. Ve emrolunduğun gibi istikamet üzere (Allah’a doğru) ol. Ve onların heveslerine tâbî olma. Ve onlara de ki: “Allah’ın kitaptan indirdiği şeye îmân ettim. Ve sizin aranızda adil (adaletli) olmakla emrolundum. Allah, sizin de Rabbiniz bizim de Rabbimiz. Bizim amelimiz bize, sizin ameliniz size. Sizinle bizim aramızda bir huccet (çekişme) yoktur. Allah, bizi biraraya toplayacak. Ve dönüş, O’na (Allah’adır).”
ŞÛRÂ SURESİ 15. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali
Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru bir istikamet tuttur! Onların heva (istek ve tutku)larına uyma! Ve de ki: «Allah'ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adalet yapmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle sizin aranızda (karşılıklı delillere dayalı=hüccet) bir tartışma konusu yoktur. Allah, bizi bir arada birleştirip toplayacak ve dönüş de O'nadır.»
Tefhim-ul Kuran