Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.


أَمْ لَهُمْ شُرَكَاء شَرَعُوا لَهُم مِّنَ الدِّينِ مَا لَمْ يَأْذَن بِهِ اللَّهُ وَلَوْلَا كَلِمَةُ الْفَصْلِ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّ الظَّالِمِينَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٢١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

em lehum şurakâu şeraû lehum min ed dîni lem ye'zen bi-hi allâhu ve lev lâ kelimetu el faslı le kudiye beyne-hum ve inne ez zâlimîne lehum azâbun elîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
em yoksa ... mi?
lehum onlara, onlar için var
şurakâu ortaklar
şeraû şeriat kıldılar
lehum onlara
min ...'den
ed dîni dîn
şey(ler)
lem ye'zen izin vermedi
bi-hi ona
allâhu Allah
ve lev lâ ve olmasaydı
kelimetu kelime
el faslı ayırma, hüküm verme
le mutlaka, gerçekten
kudiye hüküm verildi
beyne-hum onların arasında
ve inne ve muhakkak ki
ez zâlimîne zalimler
lehum onlara, onlar için var
azâbun azap
elîmun elîm, acı

Yoksa Allah’ın, dînde izin vermediği şeyleri, onlara şeriat kılan ortakları mı var? Ve fasıl (ayırma) sözü geçmemiş olsaydı, mutlaka onların arasında (hemen) hüküm verilirdi. Ve muhakkak ki zalimler, onlar için elîm azap vardır.

ŞÛRÂ SURESİ 21. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali

Yoksa Allah'ın emir ve izin vermediği bir dini onlara meşru kılıp, ortaya koyan ortakları mı var? Eğer azabın ertelenmesine dair kesin bir söz geçmemiş olsaydı, çoktan aralarında iş olup biterdi. Şüphe yok ki, yaratılış gayesi dışında yaşayanlara can yakıcı bir azap vardır.

Abdullah Parlıyan