ŞÛRÂ SURESİ 22. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
تَرَى الظَّالِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا كَسَبُوا وَهُوَ وَاقِعٌ بِهِمْ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي رَوْضَاتِ الْجَنَّاتِ لَهُم مَّا يَشَاؤُونَ عِندَ رَبِّهِمْ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الكَبِيرُ ﴿٢٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
terâ | görürsün |
ez zâlimîne | zalimler |
muşfikîne | korkanlar |
mimmâ (min mâ) | şeyden |
kesebû | kazandılar |
ve huve | ve o |
vâkıun | vaki olur, vuku bulur |
bi-him | onlara |
ve ellezîne | ve onlar |
âmenû | âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
ve amilû es sâlihâti | ve salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar |
fî | ...'de, içinde |
ravdâti | bahçeler |
el cennâti | cennetler |
lehum | onlara, onlar için var |
mâ | şey |
yeşâûne | dilerler |
inde | yanında, katında |
rabbi-him | onların Rabbi, Rab’leri |
zâlike | işte bu |
huve | o |
el fadlu el kebîru | fazlul kebir, büyük fazıl |
Zalimlerin, kazandıklarından dolayı korkmuş olduklarını görürsün. Ve korktukları şey, onlar için vuku bulacaktır (başlarına gelecektir). Ve âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyenler, cennet bahçelerindedirler. Onlar için Rab’lerinin katında diledikleri herşey vardır. İşte bu fazlul kebirdir (büyük fazl).
ŞÛRÂ SURESİ 22. Ayeti Ahmet Tekin Meali
İşledikleri ameller, yüklendikleri günahlardan dolayı cezaları uygulanırken, baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, hakka riayet etmeyen zâlimlerin korkuyla karışık çekindiklerini görürsün. İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, Cennetlerin bahçelerindedir. Onlar için Rableri katında Allah’ın sünnetinin düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde, dünyadaki amellerine, kazandıkları derecelerine göre diledikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur.
Ahmet Tekin