ŞÛRÂ SURESİ 22. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 53 âyettir. Sûre, adını 38. âyette geçen “Şûrâ” kelimesinden almıştır. Şûrâ, danışma demektir.
تَرَى الظَّالِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا كَسَبُوا وَهُوَ وَاقِعٌ بِهِمْ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي رَوْضَاتِ الْجَنَّاتِ لَهُم مَّا يَشَاؤُونَ عِندَ رَبِّهِمْ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الكَبِيرُ ﴿٢٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
terâ | görürsün |
ez zâlimîne | zalimler |
muşfikîne | korkanlar |
mimmâ (min mâ) | şeyden |
kesebû | kazandılar |
ve huve | ve o |
vâkıun | vaki olur, vuku bulur |
bi-him | onlara |
ve ellezîne | ve onlar |
âmenû | âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
ve amilû es sâlihâti | ve salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar |
fî | ...'de, içinde |
ravdâti | bahçeler |
el cennâti | cennetler |
lehum | onlara, onlar için var |
mâ | şey |
yeşâûne | dilerler |
inde | yanında, katında |
rabbi-him | onların Rabbi, Rab’leri |
zâlike | işte bu |
huve | o |
el fadlu el kebîru | fazlul kebir, büyük fazıl |
Zalimlerin, kazandıklarından dolayı korkmuş olduklarını görürsün. Ve korktukları şey, onlar için vuku bulacaktır (başlarına gelecektir). Ve âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyenler, cennet bahçelerindedirler. Onlar için Rab’lerinin katında diledikleri herşey vardır. İşte bu fazlul kebirdir (büyük fazl).
ŞÛRÂ SURESİ 22. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(Büyük duruşma günü) zalimlerin, kendi yaptıkları işlerden bucak bucak uzak durup, korkudan titrediklerini görürsün. Halbuki çare yok, onların cezası tepelerinin üstünde durmaktadır. İman edip makbul işler işleyenler ise, cennet bahçelerindedirler. Rab’leri yanında, cennette, istedikleri ne varsa kendilerine verilecektir. İşte bu da pek büyük bir lütuftur.
Suat Yıldırım